Dıştaki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Dıştaki ve içteki.
İki dünya: dıştaki ve içteki.
Dıştaki kendini savunmalı.
İçteki dıştaki düşmana karşı.
Dıştaki tabutu ziftle kaplamışlar.
Combinations with other parts of speech
Bu hak burada dıştaki kabuk.
Senin dıştaki şeye ihtiyacın yoktur.
Asılsın sancaklarımız dıştaki surlara.
Cildin en dıştaki koruyucu tabakasıdır.
Değerlik elektronları, ya da elektron dıştaki kabuk?
Dıştaki o-ring basınç altında değiştirilebilir.
O süre içerisinde dıştaki çizgilerde güvendesiniz.
Dıştaki insan şeklini de, içteki canavarı da.
Kaç tane elektron demir durumda dıştaki kabuk?
Üniteyi dıştaki kasadan ayırmaya yeltenmek üzereydik.
Yıldızın içi doludur, ama dıştaki daire gri kalır.
Dıştaki boş hücreler çizgilerle vurgulanmayacaktır.
BLAME: Kendini, Başkalarını, Dıştaki Etkileri Suçlamak.
Daha küçük, dıştaki bir atmosfer daha, daha hafif bir şey.
Peki bütün bunlar kendi elektron olacak dıştaki kabuk.
Bir ağacın damar sistemi dıştaki birkaç halkayla sınırlıdır.
Dıştaki iki düğme Osmo Pocketün hassas kontrolünü sağlar.
Bu birinci grup her şey kendi içinde bir elektron dıştaki kabuk.
İçteki ve dıştaki yasayı birbirinden ayırt etmeyi bilmek gerek.
Lityum durumda, içinde bir elektron dıştaki kabuk, değil mi?
Dıştaki arterin… damar duvarlarında travmatik izler var.
İçteki çerçeve Title Safe, dıştaki ise Action Safe olarak bilinir.
Dıştaki o-ring ve termostatik çekirdek basınç altında değiştirilebilir.
Ve o elektron klor atlamak için gidiyor. klor, dıştaki sekiz elektron olacak.
Dıştaki o-ring ve tüm termostat üst gövde basınç altında değiştirilebilir.