DAVANI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim

Davanı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Senin davanı biliyorum.
Ich kenne Ihren Fall.
Her şeyi bir kenara atıyorsun, davanı, kariyerini.
Du wirfst alles weg, deinen Fall, deine Karriere.
Hadi davanı savun.
Los, vertreten Sie Ihren Fall.
Bir daha Janiceten bahsetmeyeceğim. Davanı izleyeceğim.
Ich erwähne Janice nicht mehr. Ich beobachte den Fall.
Davanı senin için çözdüm.
Ich habe deinen Fall gelöst.
Teğmen Manion, davanı alacağım.
Leutnant Manion, ich übernehme Ihren Fall.
Senin davanı Cumaya alabildim.
Ich verschob deinen Fall auf Freitag.
Çizgiyi aşarsan yargıç davanı da seni de ateşe verir.
Wird der Richter deinen Fall verbrennen.
Davanı anlat dostum ve yalan söyleme.
Lege deinen Fall dar, und keine Lügen.
Karar verdim… Davanı yeniden açacağım.
Ich werde Ihren Fall wieder aufnehmen.
Davanı senin için çözdüm. Kendisini öldürmüş.
Ich habe deinen Fall gelöst. Hat sich umgebracht.
Wongun senin davanı kapattığını duydum.
Ich hörte, Wong hat deine Ermittlungen beendet.
Dedektif Williams veTeğmen Kelly… davanı biliyorlar.
Detective Williams undLieutenant Kelly kennen Ihren Fall.
Bu öğlen, davanı izlemeye geleceğim.
Ich werde Sie heute Nachmittag bei Gericht beobachten.
Eder misin? Sana söz veriyorum ilk davanı kazanacaksın.
Wenn Sie das tun, verspreche ich Ihnen, dass Sie Ihren ersten Fall gewinnen werden.
İlk davanı bana karşı kaybettiğini görmek istemiyorum.
Dass du deinen ersten Prozess gegen mich verlierst.
Kendisini öldürmüş. Davanı senin için çözdüm.
Ich habe deinen Fall gelöst. Hat sich umgebracht.
Ama kendi davanı çözmek için benimkini çözmen gerekiyorsa niye homurdanayım?
Wenn Sie dafür meinen Fall lösen,?
Küçük ortak olarak ilk davanı kazandığın için.
Dass du deinen ersten Fall als Juniorpartner gewonnen hast.
John sana davanı açıklamak için bir şans vermek istiyorum.
John, ich möchte Ihnen die Chance geben, Ihren Fall darzulegen.
Akıl hocan seni Bahamalara götürüp sana ilk büyük davanı verdi.
Deine Mentorin brachte dich auf die Bahamas und gab dir den ersten großen Fall.
Kısacası Maloney davanı yeniden açmayı kabul etti.
Maloney lässt also Ihren Fall neu eröffnen.
Sadece Kaos Katili suçlamalarını değil,… senin davanı da düşürdüler.
Sie haben nicht nur die Chaos-Killer-Anklage fallen lassen. Sondern auch deinen Fall.
Ben haber, sense davanı kaybettiğinde buraya gelirdik.
Als ich meine Exklusivmeldung verlor, und du deinen Fall.
Davanı inceledim… ve Martinin senin… için harika bir iş… çıkardığını bilmelisin.
Ich habe mir Ihren Fall angesehen, und Sie sollten wissen, dass Martin Ihren Fall sehr gut bearbeitet.
Masumlar Projesi yeni kanıtları inceledi ve davanı üstlenmeme kararı aldı.
Das Unschuldigenprojekt hat sich die neuen Beweise angesehen und… die haben sich entschieden, Ihren Fall nicht anzunehmen.
Görünüşe göre bu davaları da kapatabileceksin, ya dapeşimden gelmeye devam edip, Mathesona karşı olan davanı düşüreceksin.
Es scheint, als könnten Sie die Bücher bei diesem Fall schließen, oderSie können weiter mich verfolgen und den Fall gegen Matheson aufdröseln lassen.
Güvenlik kayıtlarının ayrıca gösterdiğine göre Yeni Cumhuriyet Cezaevi Birliğinden… Teğmen Davanı korumak için hayatınızı tehlikeye atmışsınız.
Um Lieutenant Davan vom Strafvollzugs- Corps der Neuen Republik zu retten. Außerdem haben Sie Ihr eigenes Leben aufs Spiel gesetzt.
Davayla ilgili.
Über den Fall.
Younis davasının arşivlerine bakıyordum, FD-302yi bulamadım.
Ich archiviere den Fall Younis und finde den FD-302 nicht.
Sonuçlar: 33, Zaman: 0.0334

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca