DOLAŞIRKEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Fiil
Isim
herumlief
dolaşmak
yürümek
dolaşan
etrafta
koşturup
gezmek
wandern
yürüyüş
gezmek
dolaşmak
yürüyüş yapmak
dolaşıp
göç
gezinmek
yürüyüşe çıkmak
herumfahren
gezmek
dolaşırken
etrafta
Wandering
dolaşırken
tourte
tur
turne
geziler
tourların

Dolaşırken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Dolaşırken bunu biliyorum.
Ich kennen das vom Wandern.
Geçenlerde dolaşırken gördüm.
Neulich beim Wandern gesehen.
Dolaşırken, belki de Börklüceden.
Beim Laufen oder vielleicht bei Burpees.
Adamın biri Pariste dolaşırken ölüm meleği ile karşılaşır.
Jemand läuft durch Paris und trifft plötzlich den Tod.
Dolaşırken bir penguen bulmuşlar.
Unterwegs habe ich einen Pinguin gesehen.
Sherlock Holmesla dolaşırken savaş alanını görürsün.
Wenn man mit Sherlock Holmes geht, sieht man das Schlachtfeld.
Dolaşırken bir Mc Donalds bulup giriyorum.
Unterwegs kommen wir an einem Mc Donald vorbei.
Dinozorlar yeryüzünde dolaşırken, yatak odamda değil.
Als Dinosaurier durch die Lande zogen, anstatt durch mein Schlafzimmer.
Dolaşırken aklınızda hep bir sonraki öğün var.
Deine Gedanken kreisen immer um die nächste Mahlzeit.
Bannister… 2 saat sonra, ormanda dolaşırken bulundu.
Bannister wurde zwei Stunden später aufgegriffen. Er irrte im Wald umher.
Bir gece dolaşırken… sizi gördüm.
Habe ich Sie gesehen. Eines Abends, als ich herumlief.
İkinci gerçek: Sabahın üçünde onu… Cadillacıyla mahallemde dolaşırken gördüm.
Zweiter Fakt: Morgens um 3 sah ich diesen schwarzen Caddy in meiner Gegend herumfahren.
Hayatta dolaşırken kız kardeş/ erkek kardeş.
Während Sie durch das Leben wandern, Schwester/ Bruder.
Antonio Guzmanın katili elini kolunu sallayarak dolaşırken hepimiz burada gülüp eğlenelim.
Lachen wir, während Antonio Guzmans Mörder frei herumläuft.
Ama seni dolaşırken görmek öyle büyük haksızlık ki.
Aber wenn ich dich herumstreunen sehe, Tut das weh.
Mahalle kültürlerin bir karışımı olduğunu ve geceleri dolaşırken hiçbir korku vardı.
Die Nachbarschaft ist eine Mischung aus Kulturen, und ich hatte keine Angst in der Nacht umher.
Onu dolaşırken gördüğüm bölge orası. Orrin oradaydı.
Dort sah ich ihn herumschnüffeln. Orrin war da hinten.
Scotti ağacın çevresini dolaşırken daha da yüksek sesle güldü.
Sie lachte sogar noch lauter, als Scotti um den Baum herumging.
Dünyayı dolaşırken, bilirsiniz, ormanı terk etmek zorunda kaldım- orası olmayı sevdiğim yer.
Als ich durch die Welt reiste, musste ich den Wald verlassen, den ich liebe.
Suratıma kapandı. İkinci gerçek: Sabahın üçünde onu… Cadillacıyla mahallemde dolaşırken gördüm.
Morgens um 3 sah ich diesen schwarzen Caddy in meiner Gegend herumfahren. Zweiter Fakt.
Yalınayak dolaşırken ölü arılara dikkat etmek lazım.
Achten Sie auf tote Bienen, wenn Sie barfuß herumlaufen.
Atılım fikirleri 9 ve 5 arasında değil,geceleri Haftasonları ve akıllar dolaşırken''.
Durchbruch Ideen kommen nicht zwischen 9 und 5, abernachts, auf der Wochenenden und wenn die Gedanken wandern.".
Genelde dolaşırken en büyük neşe eve dönüş olur.
Die größte Freude beim Wandern ist oft die Rückkehr nach Hause.
Telefonunuzu, gösteri katında dolaşırken tweet yapmak için kullanmak isteyeceksiniz.
Sie möchten mit Ihrem Telefon twittern, während Sie auf dem Show Floor herumlaufen.
Bu alanda dolaşırken, birçok güzel unutulmaz fotoğraf yapabilirsiniz.
Wenn Sie durch dieses Gebiet gehen, können Sie viele schöne, unvergessliche Fotos machen.
Özellikle küçük çocuklar suda dolaşırken ve yüzerken sıklıkla desteğe ihtiyaç duyarlar.
Gerade kleine Kinder benötigen beim Fortbewegen im Wasser und beim Schwimmen-lernen oft Unterstützung.
Bannister… dolaşırken bulundu. 2 saat sonra, ormanda.
Wurde zwei Stunden später durch den Wald wandernd aufgefunden. Und Bannister.
Geminiz açık denizlerde dolaşırken, genellikle kendinizi kendi başınıza buluyorsunuz.
Während euer Schiff über das offene Meer reist, seid ihr oft allein.
Bu alanda dolaşırken, birçok güzel unutulmaz fotoğraf yapabilirsiniz.
Während Sie durch diese Gegend spazieren, können Sie viele schöne, unvergessliche Fotos machen.
Bana şehirde dolaşırken sabıkası temiz bir şoför lazım.
Ich brauch einen Fahrer mit weißer Weste, der mich in der Stadt rumfährt.
Sonuçlar: 70, Zaman: 0.0438
S

Dolaşırken eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca