Dolaşırken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Dolaşırken bunu biliyorum.
Geçenlerde dolaşırken gördüm.
Dolaşırken, belki de Börklüceden.
Adamın biri Pariste dolaşırken ölüm meleği ile karşılaşır.
Dolaşırken bir penguen bulmuşlar.
Combinations with other parts of speech
Sherlock Holmesla dolaşırken savaş alanını görürsün.
Dolaşırken bir Mc Donalds bulup giriyorum.
Dinozorlar yeryüzünde dolaşırken, yatak odamda değil.
Dolaşırken aklınızda hep bir sonraki öğün var.
Bannister… 2 saat sonra, ormanda dolaşırken bulundu.
Bir gece dolaşırken… sizi gördüm.
İkinci gerçek: Sabahın üçünde onu… Cadillacıyla mahallemde dolaşırken gördüm.
Hayatta dolaşırken kız kardeş/ erkek kardeş.
Antonio Guzmanın katili elini kolunu sallayarak dolaşırken hepimiz burada gülüp eğlenelim.
Ama seni dolaşırken görmek öyle büyük haksızlık ki.
Mahalle kültürlerin bir karışımı olduğunu ve geceleri dolaşırken hiçbir korku vardı.
Onu dolaşırken gördüğüm bölge orası. Orrin oradaydı.
Scotti ağacın çevresini dolaşırken daha da yüksek sesle güldü.
Dünyayı dolaşırken, bilirsiniz, ormanı terk etmek zorunda kaldım- orası olmayı sevdiğim yer.
Suratıma kapandı. İkinci gerçek: Sabahın üçünde onu… Cadillacıyla mahallemde dolaşırken gördüm.
Yalınayak dolaşırken ölü arılara dikkat etmek lazım.
Atılım fikirleri 9 ve 5 arasında değil,geceleri Haftasonları ve akıllar dolaşırken''.
Genelde dolaşırken en büyük neşe eve dönüş olur.
Telefonunuzu, gösteri katında dolaşırken tweet yapmak için kullanmak isteyeceksiniz.
Bu alanda dolaşırken, birçok güzel unutulmaz fotoğraf yapabilirsiniz.
Özellikle küçük çocuklar suda dolaşırken ve yüzerken sıklıkla desteğe ihtiyaç duyarlar.
Bannister… dolaşırken bulundu. 2 saat sonra, ormanda.
Geminiz açık denizlerde dolaşırken, genellikle kendinizi kendi başınıza buluyorsunuz.
Bu alanda dolaşırken, birçok güzel unutulmaz fotoğraf yapabilirsiniz.
Bana şehirde dolaşırken sabıkası temiz bir şoför lazım.