HAKKINDA KONUŞMAYA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu sprechen
• zu reden
• eine Diskussion

Hakkında konuşmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Müziğim hakkında konuşmaya başladık.
Wir begannen über Musik zu reden.

Arkadaşınız ölüm veya intihar hakkında konuşmaya başlar.
Ihr Freund fängt an, über Tod oder Selbstmord zu sprechen.

Tara hakkında konuşmaya cüret etme.
Wage es nicht, mit mir über Tara zu sprechen.

Sen kendi Büyük Yılın hakkında konuşmaya hazırdın.
Sie waren bereit, über Ihr Big Year zu sprechen.

Hakkında konuşmaya istekli. Kanada, genel bir iade anlaşması.
Kanada ist bereit, über ein Auslieferungsabkommen zu sprechen.

Derken evlilik hakkında konuşmaya başladık.
Wir fingen an, übers Heiraten zu reden.

Öyle görünüyor ki günümüzdeki ve çağımızdaki demokrasi hakkında konuşmaya ihtiyacımız var.
Es scheint, als bräuchten wir eine Diskussion über Demokratie in unseren Tagen und unserem Zeitalter.

Yani en popüler hakkında konuşmaya değer.
Es lohnt sich, über die beliebtesten zu sprechen.

Sonra fosforlar hakkında konuşmaya başladı… ve anahtara da kimyasal bulaşmıştı.
Dann begann sie, über Phosphor und Schlüssel voller Chemikalien zu reden.

Senede sadece bir günü, oğlumuz hakkında konuşmaya ayırıyoruz.
Einen Tag im Jahr über unseren Sohn zu reden.

O kadının hakkında konuşmaya hiç hakkın yoktu.
Du hast kein Recht… für diese Frau zu sprechen.

Vladimir Putin:'' Rusya'' dedin ve sonra bilgisayar korsanları hakkında konuşmaya başladı, değil mi?
Wladimir Putin: Du hast"Russland" gesagt und dann angefangen über Hacker zu reden, oder?

Kendi durumum hakkında konuşmaya korkuyorum.
Ich habe fast Angst, über meine Lage zu sprechen.

Sonra onunla İslam hakkında konuşmaya başladık.
Dann begann er über den Islam zu sprechen.

Sen bu olaylar hakkında konuşmaya başlamadıkça… geçmişe dönüp hafızanı etkileyemeyiz.
Wenn Sie über diese Ereignisse zu reden beginnen. Aber wir können Erinnerungen nur beeinflussen.

Körlerle Güney Afrika hakkında konuşmaya başladım.
Ich begann, mit Blinden über Südafrika zu sprechen.

Ve insanlar ayrıcalık hakkında konuşmaya başladıklarında utançtan paralize oluyorlar.
Und wenn Menschen anfangen, über Privilegien zu reden, werden sie von Scham gelähmt.

Sonra benimle müziğim hakkında konuşmaya başladı.
Aber dann begann er, mit mir über meine Musik zu reden.

Bu arada, Tayvan hakkında konuşmaya başladığımızdan beri.
Übrigens, seit wir angefangen haben über Taiwan zu reden.

Bu film bizi duygularımız hakkında konuşmaya davet ediyor.
Dieser Film lädt uns ein, über unsere Gefühle zu sprechen.

Mikeun ruhu Crocker hakkında konuşmaya başlayınca… Bay Crockerdan bahsediyor sanmıştım, ama değilmiş.
Als Mikes Geist begann, von einem Crocker zu reden, dachte ich, er meinte Mr Crocker, aber ganz und gar nicht.

Üstelik daha çırağın Skye hakkında konuşmaya başlamadık bile.
Und wir haben nicht mal angefangen, von Ihrem Schützling Skye zu reden.

Artık kendiniz hakkında konuşmaya başlayabilirsiniz.
Dann können sie anfangen über sich selbst zu reden.

Ve merkezi birimler hakkında konuşmaya değmez.
Und es lohnt sich nicht, über zentrale Einheiten zu sprechen.

Onlarla, seçim hakkında konuşmaya başlıyorsunuz.
Ihr beginnt, mit ihnen über Wahl zu sprechen.

Astronomlar Zeki Tasarım hakkında konuşmaya başlıyorlar.
Astronomen fangen an, von Intelligentem Design zu sprechen.

Bu yapı Myriad hakkında konuşmaya yetkili değil.
Dieses Gebilde ist nicht berechtigt, über Myriad zu sprechen.

Bu beni İnsan bilinci hakkında konuşmaya götürüyor.
Es führt mich dazu, über das menschliche Bewusstsein zu sprechen.

Yarın Pyongyang hakkında konuşmaya başlasam iyi olabilir.
Morgen sollte ich wohl anfangen, über Pjöngjang zu reden.

Bence doğrudan balo hakkında konuşmaya başlamalıyım.
Ich sollte einfach anfangen, über das Fest zu reden.