HANDA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Isim
im Gasthaus
Handa
bei HAN
in der Taverne
meyhaneye
tavernaya
hana

Handa Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Handa bekle.
Warte im Wirtshaus.
Çünkü handa yer yoktu( Luka 2:7).
Denn in der Herberge war kein Platz für(Lk 2, 7).
Handa hala müşteriler var mı?
Dass noch Gäste da sind?
Carolın bu gece handa olması gerekiyordu.
Carol sollte heute Abend in der Taverne sein.
Handa ona kalacak yer yok.
Es gibt keinen Platz im Gasthaus.
Combinations with other parts of speech
Bu öğleden sonra beni handa gördünüz.
Sie haben mich heute Nachmittag im Gasthaus gesehen.
Handa çalışmak ister misin?
Hättest du Interesse, im Gasthaus zu arbeiten?
Ama 14. gününde, son gecesini handa geçirmişti.
Aber seinen letzten Abend verbrachte er in einer Taverne.
Handa, benim, Şenay. Handa?
Handa, ich bin's, Senay. Handa?
Bira Bira Evinde üretilir ve Handa saklanır.
Bier wird in der Brauerei produziert und im Gasthaus gelagert.
Bay Holmes, sizin handa kalmanıza hiç gerek yok.
Aber Mr. Holmes, Sie müssen gar nicht im Gasthaus übernachten.
Sam dün gece Concorddaki balodan sonra handa kaldı.
Sam hat im Gasthaus übernachtet, nach dem Ball in Concord.
Günlük, Naru Handa eve gelir ve ondan yeni şeyler öğrenir.
Alltag, Naru kommt über die Handa Haus und lernt neue Dinge von ihm.
Başrahip, bu adam tepenin eteğindeki handa çalışıyor.
Mein Abt, dieser Mann arbeitet im Gasthaus am Fuße des Bergs.
Handa Terörizm ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi( CSTPV).
Handa Zentrum zur Erforschung von Terrorismus und politischer Gewalt(CSTPV).
Bonnetın veya adamlarının bizi arama ihtimaline karşı ikiniz handa kalın.
Falls Bonnet und seine Männer uns suchen. Ihr beide bleibt in der Taverne.
Handa o kadar işletme varken… gelip beni mi soyuyorsun Musashi?
Es gibt so viele Geschäfte im Han… und du musst gerade mich überfallen, Musashi?
Bu mucize Cambulac İmparatorluğunda tek mi yoksa Handa aynı öngörüye sahip mi?
Man fragt sich, ob Cambaluc oder der Khan auch diese Weitsicht haben?
O gece handa gerçekte ne olduğunu merak edip duruyorum.
Und ich frage mich, was in dieser Nacht in dem Gasthaus wirklich passiert ist.
HANda Elektrik ve Elektronik Mühendisliğini seçerek bu heyecan verici değişikliklerin bir parçası olabilirsiniz.-.
Mit der Wahl von Elektrotechnik und Elektronik bei HAN können Sie Teil dieser spannenden Veränderungen sein.
Teori ve uygulama HANda eğitimin ayırdedici özelliklerinden biri, teori ve pratiğin kesintisiz bütünleşmesidir.
Theorie und Praxis Eines der Kennzeichen der Ausbildung bei HAN ist die nahtlose Integration von Theorie und Praxis.
HANda Elektrik ve Elektronik Mühendisliğini seçerek bu heyecan verici değişikliklerin bir parçası olabilirsiniz.-.
Durch die Wahl von Elektro- und Elektroniktechnik bei HAN können Sie Teil dieser spannenden Änderungen sein.-.
Sonunda, Handa ülkenin takdir etmeye başlar ve arkadaşlığın değerini öğrenir, Naru için teşekkürler.
Schließlich, Handa beginnt zu schätzen, die Land und lernt den Wert der Freundschaft, Dank Naru.
Alais Hanımla benim işim bitti. Sana öğretecek başka şeyim kalmadı.
Dame Alais und ich sind fertig, es gibt nichts, was ich Euch noch lehren könnte.
Ahmetin, Hana o cocugu idam etmesini tavsiye edecegini biliyordun.
Ihr wusstet, dass Ahmad dem Khan raten würde, ihn hinzurichten.
Richie, hanıma parasını öde.
Richie, bezahl die Frau.
Bu hanımdan hoşlanmadım.
Mir gefällt diese Dame nicht.
Han ona zalim mi davrandı?
Der Khan war grausam zu ihr?
Bu hanımı arıyorum.
Ich suche diese Dame.
Bir gün Moğollar Hanı sen olacaksın, evlat.
Eines Tages wirst du der Khan der Mongolen sein, Kind.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0441

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca