HISSETTIRMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• fühlen
• das Gefühl
• fühle
• fühlst
• fühlt
• vorkomme

Hissettirmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Beni daha iyi hissettirmek için.
Damit ich mich besser fühle.

Benim artık var olmadığımı hissettirmek.
Gefühlt gab es kein ICH mehr.

Sadece seni kötü hissettirmek istedim.
Du solltest dich nur mies fühlen.

Benim artık var olmadığımı hissettirmek.
Das Gefühl, schon nicht mehr vorhanden zu sein.

Marco bize evde hissettirmek için her şeyi yaptı.
Andrew tat alles, um uns zu Hause fühlen.

Bizi ölümüne yalnız hissettirmek.
Dass wir uns für immer einsam fühlen.

Dominic bizi eve hissettirmek için her şeyi yaptım.
Dominic tat alles, um uns zu Hause fühlen.

En önemlisi onlara özgür olduklarını hissettirmek.
Und vor allem nimmst du ihm das Gefühl, frei zu sein.

Bunu sadece beni iyi hissettirmek için söylüyorsun.
Sagst du bloß, damit ich mich besser fühle.

Anlamı: Görmezden gelmek ya da istenmeyen hissettirmek.
Bedeutung: Ignorieren oder sich unerwünscht fühlen.

Murielle evinizde hissettirmek için her şeyi yapar.
Muriel ist alles tun, um uns zu Hause fühlen.

Evden bahsetmenin tek sebebi bana kötü hissettirmek.
Du redest nur über Häuser, damit ich mir schlecht vorkomme.

Marco bize evde hissettirmek için her şeyi yaptı.
Mary hat alles gemacht, damit uns zu Hause fühlen.

Bunu söylemeye çalıştığını biliyorum… Beni daha iyi hissettirmek için.
Ich weiß, du sagst das nur, damit ich mich besser fühle.

Beni özel hissettirmek için çok çabaladılar yani.
Sie waren sehr bemüht, dass ich mich besonders fühle.

O bana cahilmişim gibi hissettirmek istedi.
Sie wollte nur, dass ich mir ungebildet vorkomme.

Mirko bize evde hissettirmek için çeşitli şekillerde çalıştı.
Mirko versucht, auf verschiedene Weise zu uns wie zu Hause fühlen.

Kelimelerin gücü budur; bizi daha az yalnız hissettirmek.
Das ist die Macht von Wörtern, wodurch wir uns weniger allein fühlen.

Pietro ve eşi evde hissettirmek için her şeyi yapmak.
Nicolas und seine Frau tat alles, um zu Hause fühlen.

Perry kendi yolumdan gittim- anlamıyla- bize hoş geldiniz hissettirmek için.
Perry ging ihm aus dem Weg- buchstäblich- zu uns willkommen fühlen.

Pietro ve eşi evde hissettirmek için her şeyi yapmak.
Pietro und seine Frau alles tun, um Ihnen zu Hause fühlen.

Bir SSD yükseltme: En iyi yolu bilgisayarınız yeni gibi hissettirmek için.
Upgrade auf ein SSD: Der beste Weg, um Ihren Computer wie neu fühlen.

O bize hoş geldiniz hissettirmek için yeterli yapamadı.
Die Familie konnte nicht genug tun, um uns willkommen fühlen.

Bir kereliğine kendimi unutup sana, kendini iyi hissettirmek istiyorum.
Ich will mich selbst mal vergessen und versuchen, dass du dich gut fühlst.

Biz sizi evinizde hissettirmek için elimizden geleni yapacağız.
Wir werden unser Bestes tun, um Ihnen zu Hause fühlen.

Onun bütün aile büyük ve bize gerçekten hoş geldiniz hissettirmek için perdeli.
Seine ganze Familie ist groß und lagerten sich um uns das Gefühl wirklich willkommen.

Ama ona sevildiğini hissettirmek neden bizim sorumluluğumuz?
Wieso müssen wir dafür sorgen, dass sie sich geliebt fühlt?

Gözlerinizi gerçekten“ basılmış” bir web sayfasını okuyormuş gibi hissettirmek için tasarlanmıştır.
Entwickelt, um Ihren Augen das Gefühl, Sie lesen eine"echte" gedruckten Seite.

Sanne bize hoş geldiniz hissettirmek için elinden geleni yaptı.
Nardi tat das Beste, was er konnte, um uns willkommen fühlen.

İlk andan itibaren sizleri oyunun bir bütünleşik parçası gibi hissettirmek istedik.
Wir möchten, dass ihr euch vom ersten Moment an als integraler Bestandteil der Spielwelt fühlt.