Ilkine Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yada ilkine?
Bir sürüsünün ilkine.
İşte ilkine bir örnek.
O ilkine göre daha fazla misk kokulu.
Erkek olan ilkine'' XY'' deniyordu.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
ilk kişi
ilk adım
ilk belirtileri
ilk bölümü
ilk kuralı
ilk adımıdır
ilk günüm
ilk günün
beri ilk kez
ilk seferinde
Daha
Fiillerle kullanım
ilk kez konuştu
ilk sırada yer
ilk defa yarattığımız
ilk kez başlattığınızda
ilk defa duydum
ilk adımı atmak
Daha
Isimlerle kullanım
Gelecekteki birçok romantik akşamın ilkine.
Ben ilkine bayılmıştım!
Birlikte kutlayacağımız Şükran günlerinin ilkine!
Raúl ilkine öncülük edecek.
Bir sonraki gömleğini al ve ilkine 180 derece koy.
Bunlardan ilkine ve sonuncusuna basın.
Benim, İngilizce öğreten video serimin ilkine hoş geldiniz.
Kitabın ilkine'' Genesis'' adı.
Kaynak yaratmanın ötesine bir adım:Kızıl Haç ilkine başlıyor….
Yıl adlarının ilkine de onun adı verilmiş.
Eğer ilkine sahip değilseniz diğer ikisi sizi öldürür.
Yıllık yarışmamızın ilkine poker şampiyonasına hoşgeldiniz.
Bölünme gelince, bu eylem küçük bir farkla ilkine benzer.
Doktor ilkine sorar:“ Üç kere üç kaç eder?”.
Ama şakalarının hiçbiri ilkine denk olmayacak, değil mi?
Bu beriki ilkine gidip:'' Efendim sizi dâvet ediyor'' dedi.
Yılında birçok kez tekrarlayacağı Pasifik ve Uzak Doğu yolculuklarının ilkine çıktı.
Bu onarımların ilkine büyük İstanbul depremi neden olmuştur.
Battlefield 1in temalı dört dijital genişletme paketlerinden ilkine hoş geldiniz!
İkinci sıra, ilkine göre en az 20 cm kayma ile sabitlenir.
Pardon. Sevgili Amerikalılar… yapacağımız 2 belediye başkanlığı münazarasının ilkine hoş geldiniz.
Hizmetçi ilkine gitti ve ona: Efendim seni davet ediyor dedi.
Aktarılan miktar üçe katlanır ve ikinci katılımcı ilkine ne kadar para vereceğini seçer.
Eğer ikinci koltuğu ilkine bağlarsak, döngüdeki kaydediciyi kullanmadan.
Biz ilkine girer girmez, gerisini korumak için ellerinden geleni yaparlar. İmkânsız.