Müstesna Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Çok müstesna.
Yalnız üç oyun müstesna.
Seni müstesna yapan nedir?
Örümcekler müstesna.
Müstesna bir vatanseverin hareketidir.
Evet belki biri müstesna.
Benim için müstesna ve çok güzel bir gün oldu” dedi.
Ancak Lût ailesi müstesna.
Bu oyunun hayli müstesna olduğu söyleniyor.
Ancak bir hastalık müstesna.
Ama müstesna biri olduğunda insanlar bunun farkına varır.
Tabi kendi ekibiniz müstesna.
John Watkins müstesna olmak üzere herkes ayağa kalkmıştı.
Ancak onun izniyle( konuşmak müstesna).
Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan oldu.
Lakin Rabbinin acıması müstesna.
Etmez, ama bir dahi, müstesna bir insan sayarlar.
Ancak âlemlerin Rabbi müstesna.
Allahın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.
Ancak tevbe edip kendini düzeltenler müstesna.
Bu konuda bir tek sanat müstesna idi: Yapıcılar.
Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna.
Her gece, çok şık insanlar, bu müstesna kulübe geliyorlar.
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın müstesna.
İnkar edenler müstesna, hiç kimse Allahın ayetleri hakkında tartışmaz.
Hayır, ancak benim şu kitabımdaki müstesna…'' dedi.
Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır.
Ancak içlerinden tövbe edenler, hallerini düzeltenler ve doğruyu söyleyenler müstesna.
Fakat Lutun karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.
Allahın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna.