OTURMAKTADIR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• sitzt
• den Stühlen
• setzt sich
• sitzen
• saß
• wohnt

Oturmaktadır Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Çocuk oturmaktadır.
Das Kind sitzt.

Roberto şöminenin önünde oturmaktadır.
Roberto sitzt vor dem Kamin.

DORIS oturmaktadır.
Doris setzt sich.

İki arkadaş kafede oturmaktadır.
Zwei Freundinnen sitzen im Café.

DORIS oturmaktadır.
Doris setzte sich.

İki arkadaş kafede oturmaktadır.
Beide Freundinnen sitzen im Café.

Bir bankta oturmaktadır ve üzgün bir şekilde düşünür.
Er sitzt auf einer Bank und schaut traurig.

Kadın trende oturmaktadır.
Die Frau sitzt im Zug.

Genç ve güzel bir kadın barda yalnız başına oturmaktadır.
Eine hübsche junge Dame sitzt allein im Café.

Sheridan oturmaktadır.
Sheridan setzt sich.

Üst katta ise Mevlüde Teyze oturmaktadır.
Im Obergeschoß wohnt die Tante.

Kralın tahtında oturmaktadır ama, adamlık katına çıkamamıştır.
Der König sitzt auf dem Thron, aber er ist doch eigentlich abwesend.

O şimdi bulutların arasında oturmaktadır.
Nun sitzt er zwischen den Stühlen.

Aileler birlikte oturmaktadır.
Die Familie sitzt zusammen.

Tanrı, altın ve fildişinden yapılmış bir tahtta oturmaktadır.
Der Gott sitzt auf einem Thron und ist aus Gold und Elfenbein gemacht.

Aileler birlikte oturmaktadır.
Familien konnten zusammen sitzen.

Genç bir kız yalnız ve çaresiz bir şekilde park banklarında oturmaktadır.
Eine junge Frau sitzt einsam und zweifelnd auf einer Parkbank.

Aileler birlikte oturmaktadır.
Die Familien sollen zusammen sitzen.

Unutmayınızki; Her bilgisayarın karşısında insan oturmaktadır.
Respektiere deine Mitglieder Bedenke- hinter jedem Computer sitzt ein Mensch.

Ekici ailesi ikinci katta oturmaktadır.
Familie B. wohnt in der dritten Etage.

Bazı penis şekillerinde önceden şekillendirilmiş prezervatifler daha iyi oturmaktadır.
Bei manchen Penis-Formen sitzen vorgeformte Kondome besser.

Eve girerim, babam orada oturmaktadır.
Zuhause trat ich ein, mein Vater saß dort;

İsa Mesih artık yeryüzünde değildir; O şimdi Tanrının sağında oturmaktadır.
Jesus ist nicht mehr auf der Erde, sondern sitzt an Gottes rechten Seite.

Yönetmen koltuğunda Sam Mendes oturmaktadır.
Auf dem Regiestuhl saß Sam Mendes.

Restoranda konuklar, her biri altı kişilik büyük masalarda oturmaktadır.
Die Gäste im Restaurant sitzen an großen Tischen für jeweils sechs Personen.

O şimdi bulutların arasında oturmaktadır.
Sie steht derzeit zwischen den Stühlen.

Bazı penis şekillerinde önceden şekillendirilmiş prezervatifler daha iyi oturmaktadır.
Bei einigen Penisformen, sitzen die vorgeformten Kondome besser.

O şimdi bulutların arasında oturmaktadır.
Denn sie steht jetzt zwischen den Stühlen.

Scullynin on kapıdan gördüğü kadarıyla mutfakta 2 koyu giysili adam oturmaktadır.
Scully kann dabei zwei dunkel gekleidete Männer in der Küche sitzen sehen.

Konferans masasının etrafında adamlar oturmaktadır.
Am Konferenztisch sitzen Männer.