Penceresiz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Penceresiz bir banyoda nem.
Aile Odası- Penceresiz( 7 Yetişkin).
Penceresiz beyaz minibüs.
Tek Kişilik Penceresiz( Single No Window).
Penceresiz bir kamyonetti.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
yeni penceredebüyük pencerelerküçük bir pencereana pencereayrı bir penceredebüyük bir pencerebütün pencerelergeniş pencerelerher pencereküçük pencereler
Daha
Herhangi bir geçit veya penceresiz oda var mı?
Penceresiz, tuğla duvarlar var.
Ekranın parlaklığıyla aydınlanan Penceresiz odada.
Neden penceresiz odayı seçtim ki?
Kimsenin içeri giremeyeceği penceresiz bir yerde misin?
Penceresiz bir odada yere mıhlanmış durumda.
Kitapsız bir ev penceresiz bir oda gibidir.
Penceresiz odalar göründüğü kadar nadir değildir.
Duvara cepheli, penceresiz bir oda, mümkünse eğer.
Penceresiz bir yerde yaşamak insanın zaman algısını köreltiyor.
Seni bulduğumuz o penceresiz kübik mekanı özlemedin değil mi?
Penceresiz yaşamaya alışabilecek bir aile bulmak o kadar da kolay değil.
Ve sadece yürüyorlardı, penceresiz bir odada bir koşu bandında.
Onu penceresiz ve ışık girmeyen özel bir odaya koyduk.
Mal paketleyenlerin hepsi gözü bağlı,… penceresiz bir kamyonete doluşuyorlar.
Kendini penceresiz dört duvarın arasında bulursun.
Bambu çubuklarından yapılmış, penceresiz eve benziyor, bilmiyorum.
Bu odanın penceresiz olduğunu lütfen göz önünde bulundurun.
Bu yüzden ayrıca karanlık bir bodrum katı veya penceresiz bir garaj uygundur.
Evini sat ve penceresiz bir odada yaşamaya alış.
Britta, ablamın ve Lermanın tutulduğu yerde tutuluyorsa diye penceresiz bir kulübe arıyoruz.
O kasvetli, penceresiz sığınağa pek ofis denemez. Hadi ama.
Çünkü, işim başımdan aşkın ve penceresiz bir odada çalışmak istemedim. Evet.
Penceresiz Uçaklar Yolculara Gökyüzünün Panoramik Manzarasını Sunacak.
Burada Musénin ablası ve kuzeni eski,dökük, penceresiz olan on metrekarelik yeri paylaşıyorlar.