PLANLAMAYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu planen
• Planung
• den Plan

Planlamayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Planlamayı bırak.
Aufhören zu planen.

Zekayı, planlamayı.
Intelligenz, Planung.

Planlamayı bırakın.
Aufhören zu planen.

Rutini ve planlamayı severler.
Sie lieben Routine und Planung.

Planlamayı bırakın.
Aufgehört zu planen.

Bütün bunlar planlamayı gerektirir.
All das erfordert Planung.

Planlamayı unutacaksın.
Das Vergessen planen.

Bugün ücretsiz olarak planlamayı deneyin!
Versuchen Sie den Plan kostenlos heute!

Planlamayı pek bilmiyoruz.
Von Planung wenig Ahnung.

Daha fazla eylem ve daha az planlamayı vurguluyor.
Vision für mehr Handlungen und weniger Planungen.

Parti planlamayı ne kadar severim bilirsin.
Du weißt doch, wie gern ich Partys plane.

Mükemmel bir yaz işi bulmak planlamayı gerektirir.
Den perfekten Sommerjob zu finden, erfordert Planung.

Şimdi biz planlamayı çok ciddi yapıyoruz.
Wir nehmen Planung sehr ernst.

İyileşmiş ruh hali, kaygıyı azaltır, bu da odaklanmayı ve planlamayı geliştirir.
Verbesserte Stimmung verringert Angst, was Fokus und Planung verbessert.

Planlamayı, hizmet sunmayı devlet yapar.
Planung und staatlicher Leistungserbringung handelte.

Toplumlar triyaj temelli planlamayı nasıl sağlayabilir?
Wie können Gesellschaften Triage-basierte Planung ermöglichen?

Bu planlamayı, çocukla beraber oluşturun.
Machen Sie die Pläne zusammen mit dem Kind.

Seminer oturumumu önceden planlamayı unutursam ne olur?
Was passiert, wenn ich vergesse, meine Seminarsitzung im Voraus zu planen?

Planlamayı o yapıyor. Çünkü numara listelerini o getiriyor.
Pläne und so weiter. Denn er bringt uns Listen mit Nummern.

Walter Pazartesi için planlamayı cumadan vermek istiyor.
Walter will uns freitags den Plan für den nächsten Montag geben.

Bu insanlar kendi ilgileri dışındaki aktiviteler planlamayı zor bulurlar.
Diesen Menschen fällt es schwer, Aktivitäten außerhalb ihrer Interessen zu planen.

Bu nedenle planlamayı fetişleştirmemek gerekiyor.
Deswegen sollten wir die Planung nicht verengen.

New Yorku ziyaret etmek istiyorsanız, yolculuğu önceden planlamayı unutmayın.
Wenn Sie New York besuchen möchten, vergessen Sie nicht, die Reise im Voraus zu planen.

Stratejik planlamayı en üst düzeyde uygulamak.
Politischen Planung auf höchster strategischer Ebene abgeschnit-.

Seks kendiliğinden olabilir, ancak doğru doğum kontrolünü seçmek planlamayı gerektirir.
Sex kann spontan sein, aber die Wahl der richtigen Geburtenkontrolle erfordert Planung.

Kendi ölümünü planlamayı bırak ve kiminle istersen onunla konuş.
Hör auf, deinen Tod zu planen, und rede mit wem du willst.

Mayo Clinic Diet size porsiyon boyutlarını tahmin etmeyi ve yemek planlamayı öğretiyor.
Die Mayo Clinic Diät lehrt Sie, wie Portionsgrößen zu schätzen und Mahlzeiten zu planen.

Proje Yönetimi: Stratejik planlamayı kurgulamak, zaman baskısı altında çalışmak.
Projektmanagement: Planung simulieren, unter Zeitdruck arbeiten.

Planlamayı düşündüğümüz organizasyonumuz için sizinle en geç ne zaman iletişime geçmeliyiz?
Wann sollten wir uns dann am besten wieder mit Ihnen in Verbindung setzen zwecks Planung?

Yukarıdan aşağıya yaklaşımlar, planlamayı ve sistemin tam bir anlayışını vurgular.
Bei der Top-Down-Methode liegt der Schwerpunkt auf Planung und Verständnis des Systems.