SEYAHAT ETME ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu reisen
• zu verreisen

Seyahat etme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Seyahat etme iznim var.
Ich darf reisen.

Hiçbirimizin seyahat etme hakkı yok.
Niemand hat das Recht auf eine Reise.

Seyahat etme isteği uyandırıyor.
Die Lust zum Reisen wird geweckt.

Proje içimdeki seyahat etme isteğini uyandırdı.
Das hat in mir die Lust zum Reisen geweckt.

Seyahat etme veya rutin değişiklikler.
Reisen oder andere Veränderungen in der Routine.

Ayrıca daha uzun seyahat etme imkanı olur.
Man hat auch die Möglichkeit, länger zu verreisen.

Yalnız seyahat etme konusundaki ilk deneyimim 20li yaşlarımdaydı.
Meine erste Erfahrung mit alleine reisen war in meinen 20ern.

Bütün ülkelere seyahat etme yetkiniz var.
Daher leiten sie ihr Recht ab, in alle Länder zu reisen.

Seyahat etme ve dünyayı tanıma arzunuz yoğunlaşacak.
Ihr Wunsch zu reisen und die Welt zu kennen, wird sich verstärken.

Yılda en az bir kez seyahat etme hedefi koy.
Setze dir als Ziel, mindestens ein Mal jährlich zu reisen.

NETlerle seyahat etme hakkında daha fazla bilgi edinin>
Lesen Sie mehr über das Verreisen mit NET>

Muhtemelen Zevlosun seyahat etme kimliğidir.
Wahrscheinlich reist Zevlos auch mit einer neuen Identität.

Belizeye seyahat etme ve mavi çukuru dalış hakkında daha fazla bilgi edinin!
Erfahren Sie mehr über Reisen nach Belize und tauchen Sie das blaue Loch!

Günde 50 Dolar Dünyada Seyahat Etme, benim tarafımdan!
Wie man die Welt für 50 Dollar pro Tag bereist, von mir!

Bağımsız seyahat etme ve uluslararası staj yapma fırsatı bulacaksınız.
Sie haben die Möglichkeit, unabhängig zu reisen und international Praktika zu machen.

İçinde Gülümseme Ülkesine seyahat etme arzusu yükseliyor.
Ein Wunsch steigt in dir auf dem Land des Lächelns reisen.

Seviye“ Seyahat etme” anlamına gelir.
Schließlich bedeutet Stufe vier"nicht reisen".

Evden birkaç kilometre uzağa seyahat etme korkusu.
Angst davor, mehr als ein paar Kilometer von zuhause weg zu reisen.

İsraile seyahat etme amacınız nedir?''.
Was ist der Zweck Ihrer Reise nach Israel?".

KOAH hastasıyım ve yurtdışına seyahat etme niyetindeyim.
Ich bin Diabetiker und beabsichtige, ins Ausland zu verreisen.

Bu sistem, toplantılar için seyahat etme ihtiyacımızı ve CO2 emisyonlarımızı önemli ölçüde azaltıyor.
Dies reduziert erheblich unseren Bedarf an Reisen zu Meetings und unsere CO2-Emissionen.

Avrupa bize sınır kontrolleri olmadan seyahat etme imkanı verir.
Europa macht es uns möglich, ohne Grenzkontrollen zu reisen.

Ayrıca, uçakla seyahat etme imkanı da var.
Darüber hinaus besteht die Möglichkeit, mit dem Flugzeug zu reisen.

Yılının sonlarında sonunda bu gizemli Himalaya krallığına seyahat etme fırsatını yakaladım.
Anfang 2008 hatte ich das Glück, endlich in das geheimnisvolle Himalaya-Königreich zu reisen.

Bu koltuklar bebeğinize bir şekilde seyahat etme yetkisi verir ve inanılmaz derecede güvenlidir.
Diese Sitze befähigen Ihr Kind, in einer Weise zu reisen und sind unglaublich sicher.

Tüm vizeler seyahat eden kimselere bir ülkenin giriş noktasına seyahat etme izni vermektedir.
Alle Visa gewähren Reisenden die Erlaubnis, an den Ort der Einreise eines Landes zu reisen.

Ve hayır, bu metroda seyahat etme korkusu değildir.
Und nein, das ist keine Angst davor, in der U-Bahn zu reisen.

Bu denemelerin, sıkıntıların ve zorlukların her biri, bize derinlerde seyahat etme fırsatı veriyor.
Jede dieser Prüfungen, Schwierigkeiten und Herausforderungen gibt uns die Möglichkeit, tief in uns zu reisen.

Engelli insanların da seyahat etme ihtiyaçları var.
Auch Menschen mit Behinderungen haben das Bedürfnis zu reisen.

Bana Amerika Birleşik Devletlerine seyahat etme görevi verildi.
Ich hatte den Auftrag, in die Vereinigten Staaten zu reisen.