SEYRETMEYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• sehen
• anzuschauen
• zu beobachten
• gucken

Seyretmeyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Televizyon seyretmeyi.
Fernsehen gucken!

Film seyretmeyi seviyorum.
Ich sehe gern Filme.

Köpeklerin oyunlarını seyretmeyi çok seviyorum.
Ich liebe es, Hunde spielen zu sehen.

Film seyretmeyi sever misin?
Siehst du gern Filme?

Tiyatroda komedi seyretmeyi severim.
Ich mag es, Komödien im Theater anzuschauen.

Film seyretmeyi sever misiniz?
Magst einen Film anschauen?

Evleri, eski evleri seyretmeyi seviyorum.
Ich liebe es, Wohnungen und Häuser anzuschauen.

Suyu seyretmeyi çok severim.
Ich sehe gerne dem Wasser zu.

İnsanlar bizim yerimize toprak seyretmeyi tercih ediyor.
Die Leute sähen lieber den Boden.

Tenis seyretmeyi severim.
Ich sehe gern Tennis.

Meğer yemek pişiren insanları seyretmeyi severmişim ben.
Es ufert aus, ich liebe es Leuten beim Kochen zuzusehen.

Bizi seyretmeyi kes!
Hört auf, uns zu beobachten!

Pencereden uzaklara bakıp güneşi seyretmeyi isterim.
Ich würde gern zum Fenster gehen und den Sonnenschein genießen.

İnsanları seyretmeyi çok severim.
Ich betrachte sehr gerne Menschen.

Bazı insanlar kitabı okumak yerine filmini seyretmeyi yeğler.
Mancher liest lieber das Buch, als den Film anzuschauen.

Televizyonu seyretmeyi hak etmedin?
Verdienste nicht, fern zu sehen?

Eskiden beri bizim insanımız pencereden dışarıyı seyretmeyi sever.
Früher sahen die Leute gerne stundenlang aus dem Fenster.

Öldüğünü seyretmeyi… hayal ettim.
Und dich sterben zu sehen.

Tenis seyretmeyi seviyorum ama oynayamıyorum.
Ich gucke gern Tennis, aber spiele selbst nicht.

Karıncaları seyretmeyi severim.
Ich mochte es, Ameisen zu beobachten.

Onları seyretmeyi ve onları göstermeyi seviyorum.
Ich genieße es, sie mir anzuschauen und sie zu zeigen.

İnsanların sevişmesini seyretmeyi seven bir gezgin.
Nur ein Landstreicher, die liebt, die Leute zu beobachten haben sex.

Uzaktan seyretmeyi tercih ediyorlar.
Sie schauen lieber aus der Ferne.

Bir gün seni tekrar görüp öldüğünü seyretmeyi hayal ettim.
Ich habe davon geträumt, dich eines Tages wiederzutreffen. Und dich sterben zu sehen.

Gökyüzünü seyretmeyi sever misiniz?
Mögen Sie es, den Himmel anzuschauen?

Tiyatro seyretmeyi gerçekten isteyip istemediğimize nasıl karar vereceğimizi?
Wie entscheiden wir, ob wir wirklich eine Show sehen möchten?

Hayır, bu filmi seyretmeyi sen istedin.
Nein, du wolltest diesen Film sehen.

Bence Bay oraya geri döneceğine domuzların uçtuğunu seyretmeyi tercih ederdi.
Ich denke, Bay würde lieber Schweine fliegen sehen, als dorthin zurück zu gehen.

Evde Knicks seyretmeyi tercih ederdim.
Ich würde lieber das Spiel gucken.

İstese beş dakika içinde hayatımı düzeltebilir ama duyargalarımı yakıp kıvranmamı seyretmeyi tercih ediyor!
Aber er brennt mir lieber die Fühler ab und sieht mich leiden. Er könnte mein Leben ändern,!