Sorunca Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sorunca aptal gibi hissettim.
Kim olduğunu sorunca'' İşte o,?
İşçiler beni sorunca.
Anneme sorunca böyle demişti.
Sonra da seni sorunca ben.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
tek sorunen büyük sorunilgili bir sorunaynı sorunbir sorunuzküçük bir sorunbüyük sorunşu soruyuilgili sorunbüyük bir sorundur
Daha
Ne olduğunu sorunca ben yapmadım, dedi. Yüzüme baka baka yalan söyledi.
Yani, Gupta, sen böyle sorunca.
Ancak bir şey sorunca konuşuyordu.
Annesi hangi kulüp olduğunu sorunca.
Yoo, seni sorunca tahmin ettim.
Peniche bana nerede olduğunu sorunca ne yapacağım?
Sen sorunca, neden oyuncak bebeklerden… daha çok topun varmış gibi davranmıyorsun?
Ne olduğunu sorunca… ben yapmadım, dedi.
Kulüp parayı nereden bulduğunu sorunca ne olacak?
Mitchin yerini sorunca onlara ne diyeceğiz?
Geçen gün ofisime gelip niçin hala burada olduğumu sorunca beni şaşırttın.
Kr.8: 6 Kral kadına sorunca kadın her şeyi anlattı.
Zamarlar karının neden şehirden ayrıldığını sorunca ne diyeceksin?
Polis bilekliği sorunca o ne diyecek.
TRUMPF bünyesindeki işinde neye sahip olması gerektiğini sorunca, hemen:'' Merak!
Sen böyle fil gibi sorunca, hep'' Hayır'' diyor.
Birine yol sorunca biz oraya varana kadar bize refakat ediyordu.
İnsanlar size bunu sorunca ne diyorsunuz?
Araştırmacılar eroin bağımlısına en zor bırakılan maddeyi sorunca, çoğu sigara der.
Lily adama o şeyin ne olduğunu sorunca adamın yüzünü gördünüz mü?
Hz. Musa kendisine kim olduğunu sorunca şöyle demiş.
Trixie yarın nerede olduğunu sorunca önemli bir işinin çıktığını söyleyeceğim.
Şey Alec bugün gölde ölümünü sorunca niye yalan söyledin?
Bana ne olduğunu, niye donduğumu sorunca Dannyyle ilgili bir şey hatırladım diye uydurdum.
O yüzden biri bana şiddet hakkında bir şey sorunca Kulaklarıma inanamıyorum.