SOSYALLIK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• sozial
• Geselligkeit
• Soziabilität
• Sozialität
• social

Sosyallik Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Pek de sosyallik sayılmaz bu.
Das ist nicht gesellig.

Nedir Bu Karanlık Sosyallik?
Was ist Dark Social dann?

Bu sosyallik değil.
Das ist kein Treffen der Sozialen.

Yalnızlık ve Sosyallik.
Einsamkeit und Gesellschaftlichkeit.

Gerçek sosyallik bu değildir.
Wirklich social ist das nicht.

Doğru iletişim, yeterli sosyallik.
Ausreichend soziale Kontakte.

Sosyallik için bir şey yapmaz mısın?
Wir tun nichts für die Gesellschaft?

Bana göre kesinlikle sosyallik değil bu.
Für mich ist das leider nicht sozial.

Sosyallik açısından ise sorun yok.
Gesellschaftlicher Sicht nicht unproblematisch.

Bana göre kesinlikle sosyallik değil bu.''.
Das ist in meinen Augen nicht sozial.".

Sosyallik Asosyallik- Neden Arkadaşım Yok?
Sich sozial engagieren- Warum nicht ich?

Birbirini tamamlayan bu iki burcun ortak noktaları ise sosyallik.
Die gemeinsamen Punkte dieser beiden Zeichen, die sich ergänzen, sind die Sozialität.

Venüs sosyallik, ilişkiler ve bağlılık arzuluyor.
Venus wünscht Beziehungen, Sozialität und Zuneigung.

Sigara kullanımı çoğunlukla yerleşmiş alışkanlıklar, keyif, rahatlama ve sosyallik ile bağlantılıdır.
Rauchen ist oft verbunden mit festen Gewohnheiten, Genuss, Entspannung und Geselligkeit.

Sosyallik artık pek de sosyallik değil yani.
Unsere Gesellschaft ist einfach nicht mehr sozial.

Saussure ile özdeşleşmiş yapısalcılıktaki langue sosyallik için, parole ise bireysellik içindir.
Im de Saussureschen Strukturalismus steht die langue für das Soziale, die parole für das Individuelle.

Sosyallik için yeterince uzun süre burada olmayacaksınız Bay Breen.
Ihre Zeit hier ist zu kurz für Geselligkeit, Mr. Breen.

Yani, genel olarak evrimin uzun vadeli eğilimleri kabaca şu beş şeydir: Teklik, çeşitlilik, uzmanlaşma, karmaşıklık ve sosyallik. Buna baktım ve sordum: Peki, teknolojideki uzun vadeli eğilimler nelerdir?
Also sind die allgemeinen, langfristigen Trends der Evolution ungefähr diese fünf: Allgengenwart, Diversität, Spezialisierung, Komplexität und Sozialisierung. Nun, ich nahm das und sagte, ok, was sind die langfristigen Trends der Technik?

Artan sosyallik ve iletişim duyguları kolay veya basittir.
Erhöhte Geselligkeit und Kommunikationsgefühle sind einfach oder einfach.

Katılma( etkinlik, sosyallik, işbirliği, uyum yeteneği, espri gücü).
Partizipation(soziale Aktivität, Kooperation, Anpassungsfähigkeit, Humor).

Sosyallik ve yaratıcılık sayesinde yarışmalara, sergilere katılabilir, yardımcı ve bekçi olabilir.
Dank Geselligkeit und Einfallsreichtum kann man an Wettbewerben, Ausstellungen teilnehmen, Begleiter und Wächter sein.

Katılma( etkinlik, sosyallik, işbirliği, uyum yeteneği, espri gücü).
Partizipation(Aktivität, Soziabilität, Kooperationsbereitschaft, Anpassungsfähigkeit, Humor).

Avustralya kedisindeki sosyallik, fizik ve dört renk Burma kökenli'' kızkardeş'' lerden geldi.
Geselligkeit, Körperbau und vier Farben der australischen Katze stammen von burmesischen"Schwestern".

Daha az ölçüde, sosyallik, plasebo tedavisi uygulanan çocuklarda da gelişmiştir.
In einem geringeren Ausmaß verbesserte sich auch die Soziabilität bei den Kindern, denen die Placebobehandlung verabreicht worden war.

Sosyal, çekici, istekli, şerefsizlerle arası iyi.
Gesellig, attraktiv, motiviert, kannst gut mit Arschlöchern umgehen.

Sosyal ve ekonomik politikalar mı dikte ederdik?
Sozial- und Wirtschaftspolitik diktieren?

Sosyal medyada bizden hiçbir şey yok.
Social Media ist nichts gegen uns.

Bu sosyal zorunluluğun sonuç noktasına varmadık mı?
Haben wir damit unsere gesellschaftliche Pflicht erfüllt?

Komite, sosyal ve yargısal komitelere rapor verecek.
Die Kommission wird dem Sozial- und dem Justizausschuss Bericht erstatten.

Röportajdan sonra Prens Philip sosyal hayattan kalıcı olarak çekildi.
Nach dem Interview zieht sich Prinz Philip aus dem öffentlichen Leben zurück.