SUDA BOĞDUK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Fiil
ertrinken
boğulma
boğuluyor
boğuldu
boğulur
suda boğduk
boğulmasına
boğulabilir
ertrankten sie

Suda boğduk Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Öbürlerini suda boğduk.
Dann ertränkten Wir die anderen.
Onlar kötü bir kavimdiler,biz de onların tümünü suda boğduk.
Sie waren Übeltäter,so ließen Wir sie allesamt ertrinken.
Nuhun kavmi de,elçileri yalanlandıklarında onları suda boğduk ve insanlar için bir ayet kıldık.
Und das Volk Noahs: Alssie die Gesandten verleugneten, ertränkten Wir sie und machten sie zu einem Zeichen für die Menschen.
Onlar kötü bir kavimdiler,biz de onların tümünü suda boğduk.
Sie waren ja böse Leute, undso ließen Wir sie allesamt ertrinken.”.
Nuhun kavmi de,elçileri yalanlandıklarında onları suda boğduk ve insanlar için bir ayet kıldık.
Und die Leute von Nuh, alssie den Gesandten der Lüge bezichtigten, ertränkten WIR sie und machten sie zu einer Aya für die Menschen.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Böylece Bizi öfkelendirince onlardan öç aldık, hepsini suda boğduk.
Nachdem sie Uns erzürnt hatten, nahmen Wir Vergeltung an ihnen und ertrankten sie allesamt.
Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık.
Und das Volk Noahs: Als sie die Gesandten verleugneten, ertränkten Wir sie und machten sie zu einem Zeichen für die Menschen.
Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık,böylece onları toplu olarak suda boğduk.
Als sie unseren Zorn erregten,rächten Wir uns an ihnen und ließen sie alle ertrinken.
Nûhun halkına gelince,onlar Peygamberlerini yalancılıkla suçladıklarında onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret vesilesi yaptık.
Und das Volk Noahs: Alssie die Gesandten verleugneten, ertränkten Wir sie und machten sie zu einem Zeichen für die Menschen.
Onları ülkeden çıkarmak isteyince de onu ve beraberindekileri topluca suda boğduk.
Da wollte er sie aus dem Land aufstören. Wir aber ließen ihn ertrinken, und(auch) alle, die mit ihm waren.
Nuh kavmine gelince,peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık.
Und auch das Volk Nuhs, alssie die Gesandten der Lüge bezichtigten, ließen Wir ertrinken und machten sie für die Menschen zu einem Zeichen.
Nihayet bizi gazaplandırdıkları zaman onlardan intikam aldık. Hepsini suda boğduk.
Nachdem sie Uns erzürnt hatten, nahmen Wir Vergeltung an ihnen und ertrankten sie allesamt.
Nûhun halkına gelince,onlar Peygamberlerini yalancılıkla suçladıklarında onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret vesilesi yaptık.
Und die Leute von Nuh, alssie den Gesandten der Lüge bezichtigten, ertränkten WIR sie und machten sie zu einer Aya für die Menschen.
Onları ülkeden çıkarmak isteyince de onu ve beraberindekileri topluca suda boğduk.
Da beschloß er, sie aus dem Lande zu vertreiben; doch Wir ertränkten ihn und diejenigen, die mit ihm waren, allesamt.
Nûhun halkına gelince,onlar Peygamberlerini yalancılıkla suçladıklarında onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret vesilesi yaptık.
Und auch das Volk Nuhs, alssie die Gesandten der Lüge bezichtigten, ließen Wir ertrinken und machten sie für die Menschen zu einem Zeichen.
Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık,böylece onları toplu olarak suda boğduk.
Als sie Uns Kummer bereiteten, übten Wir an ihnen Vergeltung, undso ließen Wir sie allesamt ertrinken.
Sonra ötekileri suda boğduk.
Dann ertränkten Wir die anderen.
Biz de onlardan intikam aldık veayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler( gibi) olmaları nedeniyle onları suda boğduk.
Darauf bestraften Wir sie undließen sie im Meer ertrinken, weil sie Unsere Zeichen für Lüge erklärten und nicht auf sie achteten.
Sonra diğerlerini suda boğduk.
Dann ertränkten Wir die anderen.
Onu yalancı saydılar; ama Biz onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık.Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk.
Sie haben ihn jedoch des Lügens bezichtigt, so haben WIR ihn und diejenigen mit ihm im Schiff gerettet, diese alsNachfolger eingesetzt und diejenigen ertrinken lassen, die Unsere Ayat abgeleugnet haben.
Sonra ötekilerini suda boğduk.
Dann ertränkten Wir die anderen.
Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık,böylece onları toplu olarak suda boğduk.
Und als sie Unseren Zorn provozierten, übten WIR an ihnen Vergeltung,dann ließen WIR sie allesamt ertrinken.
Sonra da ötekileri suda boğduk.
Dann ertränkten Wir die anderen.
Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık,böylece onları toplu olarak suda boğduk.
Nachdem sie Uns erzürnt hatten,nahmen Wir Vergeltung an ihnen und ertrankten sie allesamt.
Sonra da geri kalanları suda boğduk.
Hierauf ließen Wir alsdann die übrigen ertrinken.
Firavun bunun üzerineonları memleketten sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.
Da beschloß er,sie aus dem Lande zu vertreiben; doch Wir ertränkten ihn und diejenigen, die mit ihm waren, allesamt.
Sonra da geri kalanları suda boğduk.
Dann ertränkten Wir hernach jene, die zurückblieben.
Sonra( bunun) ardından geride kalanları suda boğduk.
(120) Hierauf ließen Wir alsdann die übrigen ertrinken.
Bu yüzden Biz de onların hepsini suda boğduk. 11,40.
So ließen Wir sie allesamt ertrinken.
Doğrusu onlar fena bir milletti, hepsini suda boğduk.
Gewiß, sie waren Leute der Schlechtigkeit, dann ertränkten WIR sie allesamt.
Sonuçlar: 40, Zaman: 0.0289

Farklı Dillerde Suda boğduk

Kelime çeviri

S

Suda boğduk eşanlamlıları

boğulma boğuluyor

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca