TIMARHANEDE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

im Irrenhaus
in einer Irrenanstalt
in der Anstalt
in der Klapse

Tımarhanede Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ya da tımarhanede.
Oder Irrenhaus.
Tımarhanede şiirler yazdı.
Im Tollhaus schrieb er Gedichte.
Evet, tımarhanede.
Ja, im Irrenhaus.
Tımarhanede yeni bir gün daha.
Ein neuer Tag in der Klinik.
Ralli de… tımarhanede.
Ralli ist in der Klapse.
Tımarhanede olman lazım senin!
Du solltest in einer Klapsmühle sein!
Sanma ki deliler tımarhanede.
Die Irren sind im Irrenhaus.
Tımarhanede On Gün- Nellie Bly.
Zehn Tage im Irrenhaus von Nellie Bly.
Üç yıl önce, Hala tımarhanedeydin.
Vor 3 Jahren warst du noch in der Klapse.
Bu tımarhanede bebek yetiştirilemez ki.
Du kannst kein Baby im Irrenhaus aufziehen.
Üç sene önce hala tımarhanedeydin.
Vor 3 Jahren warst du noch in der Klapse.
Tımarhanede çok fazla televizyon izledim.
Ich habe in der Klapse viel Fernsehen gesehen.
Umarım büyüyünce tımarhanede beni ziyaret edersin?
Besuchst du mich später im Irrenhaus?
Bu tımarhanede yalnız kalabildiğim tek yer burası.
Nur hier kriege ich in diesem Irrenhaus Privatsphäre.
Babam gibi o da tımarhanede ölmüş.
Er starb in einer Irrenanstalt, genau wie mein Vater.
Peter, tımarhanede değil, terapi seansındaydım.
Peter, ich war beim Psychiater, nicht in einer Irrenanstalt.
Bu da demek oluyor ki, bu tımarhanede 66 hasta var?
Insgesamt hätte die Klinik also 66 Patienten?
Bu tımarhanede bir hastasın. 2 yıldır buradasın.
Hier. Sie sind seit zwei Jahren hier als Patient dieser Klinik.
Çok yakın bir akrabam tımarhanede öldü. Ne var?
Was? Ein Verwandter starb in einer Irrenanstalt.
Annesinin tımarhanede öldüğünü biliyorum ama bir işi var.
Ich weiß, ihre Mutter starb in der Klapse, aber sie hat Arbeit.
Üç yıl öncesine kadar hâlâ tımarhanedeydin. Sana gelince.
Aber du… Vor 3 Jahren warst du noch in der Klapse.
Babasının tımarhanede öldüğünü biliyor muydun?
Wusstest du, dass sein Vater im Irrenhaus gestorben ist?
Yıldır buradasın. Bu tımarhanede bir hastasın.
Hier. Sie sind seit zwei Jahren hier als Patient dieser Klinik.
Korkmayın, tımarhanede çoktan size özel bir yer ayarladık bile….
Keine Angst, wir haben bereits einen ganz besonderen Platz in der Anstalt reserviert.
Bir arkadaş tımarhanede, öteki mezarda.
Eine Freundin im Irrenhaus, die andere im Grab.
Tımarhanede bana yer ayırt, tamamen kafayı yedim, değil mi? Çılgınca ha?
Das ist bescheuert, oder? Reservier mir‘nen Platz in der Klapsmühle, ich bin verrückt?
Bir keresinde Lex Luthorun tımarhanede biraz zaman geçirdiğini söylemiştin.
Du hast mal erwähnt, dass Lex Luthor etwas Zeit im Kuckucksnest verbracht hat.
Yani sanırım tımarhanede Paquito vardı… ama o da Susanın kişiliklerinden bir tanesiydi… o da sayılmaz.
Ok, da war Paquito in der Anstalt, aber der war nur eine von.
Yani sanırım tımarhanede Paquito vardı… ama o da Susanın kişiliklerinden bir tanesiydi… o da sayılmaz.
OK, da war Paquito in der Anstalt, aber der war nur eine von Susans Persönlichkeiten, das zählt nicht.
Denilen o ki, o hala tımarhanede dolanıyor ve kaçma şansını kolluyormuş ki, eski okuluna dönüp hepimizden vahşi intikamını alsın.
Er schleicht noch immer durch die Anstalt und hofft auf eine Chance zur Flucht um zu seiner alten Schule zurückzukehren um bittere Rache an uns allen zu nehmen.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0395

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca