TAŞIMAKTAN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu tragen
• zu transportieren
• vom Tragen

Taşımaktan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Çanta taşımaktan nefret ederim.
Ich hasse es, eine Tasche zu tragen.

Renk renk çiçek tasarımlarını taşımaktan korkmayın.
Lassen Sie sich nicht von farbenfrohen Designs mitreißen.

Nakit taşımaktan daha güvenlidir.
Es ist sicherer als Bargeld trägt.

Öküz boynuzlarını taşımaktan asla yorulmaz.
Ein Elefant ermüdet nie davon, seine Stoßzähne zu tragen.

Seni taşımaktan yorulmaya başlamıştım zaten.
Habe genug davon, dich mit mir herumzuschleppen.

Üzerimde fazla nakit taşımaktan hoşlanmıyorum da.
Ich trage nicht gerne Bargeld herum.

Sizi taşımaktan bir problem duymayacağım. Üzgünüm.
Entschuldigung. Ich habe kein Problem, euch mitzunehmen.

Dolayısıyla bu yükü taşımaktan başka şansı yok.
Den Menschen blieb keine Wahl, als diese Last zu tragen.

Kutuları taşımaktan ya da gece garip pozisyonda yatmaktan olabilir.
Vielleicht habe ich zu viele Kisten getragen oder komisch gelegen.

Bazen o madalyayı kazanmak onu taşımaktan daha kolay.
Manchmal denk ich, Orden verdienen ist leichter, als ihn tragen.

Bu ismi taşımaktan onur duyuyorum.
Ich bin stolz, diesen Namen zu tragen.

Bunlar bana yük oldu; onları taşımaktan yoruldum.
Mir sind sie zur Bürde geworden; ich bin müde geworden, sie zu tragen.

İsmini taşımaktan mutluluk duyuyoruz.
Wir freuen uns, ihren Namen zu tragen.

Taşıması ağır bir yük oldu, ama taşımaktan onur duydum.
Es war eine schwere Last, aber eine Ehre sie zu tragen.

Eşyalarını taşımaktan yoruldum sadece.
Ich will nur nicht Ihr Zeug tragen.

Bacaklarım kaşınıyor ve sırtım sizi taşımaktan acıyor!
Meine Beine jucken und mein Rücken tut weh, weil ich euch getragen habe!

Onun soyadını taşımaktan gururu duyuyorum.
Wir sind stolz, seinen Namen zu tragen.

Herhangi bir potansiyel çatışmaya silah taşımaktan kaçının.
Vermeiden Sie es, Waffen zu einer möglichen Konfrontation zu tragen.

Bu Üniformayı Taşımaktan Gurur Duyuyorum”.
Ich bin stolz, diese Uniform zu tragen".

Tüm bu düşünceler, bana yük oluyor ve bu yükü taşımaktan yoruldum.
All diese Gedanken lasten auf mir, und ich bin es leid, diese Last zu tragen.

Onu yanında taşımaktan gurur duyar.
Ich bin stolz, ihn bei mir zu tragen.

Yehoshua bağırıyor, mamasını yemiyor ve onu taşımaktan kollarım ağrıdı.
Yehoshua schreit, er trinkt seine Milch nicht, und mir tun die Arme vom Tragen weh.

Onun soyadını taşımaktan gururu duyuyorum.
Ich bin stolz darauf, dass wir den Namen tragen.

Nakit taşımaktan daha güvenli: gelişmiş uygulama içi güvenlik, çip ve PIN.
Sicherer als Bargeld mitzuführen: mit mehr In-App-Sicherheit, Chip und PIN.

Bir kadını silah taşımaktan mahrum edecek değilim.
Ich halte keine Frau davon ab, eine Waffe zu tragen.

Ancak bazı fotoğrafseverler gezilerinde çok miktarda ekipman taşımaktan nefret ediyorlar.
Aber einige Fotografen hassen es, so viel Ausrüstung mitzuschleppen.

Nakit para taşımaktan daha güvenli gelen….
Auf Reisen sicherer zu transportieren als Bargeld.….

Ayrıca bu puanları kullanmak yanınızda para taşımaktan çok daha güvenlidir.
Außerdem ist es viel sicherer, als Geld mit sich zu tragen.

Tam seni taşımaktan yorulmuşken, Karmanın karşımıza… bir market çıkarması ne harika.
Als ich es leid war, dich zu tragen, schuf Karma einen Supermarkt.

Leibstandartede hizmet etmekten ve bu dövmeyi taşımaktan gurur duyuyorum.
In der Leibstandarte zu dienen, und stolz war, diese Zeichen zu tragen.