TEDAVI ETME ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu behandeln
• Behandlung
• zu heilen

Tedavi etme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Odoyu tedavi etme umudumuz da gitti.
Und mit ihm jede Hoffnung, Odo zu heilen.

Soğuk Algınlığı Önleme Ve Tedavi Etme: Ne Işe Yarıyor?
Kälte vorbeugen und behandeln: Was funktioniert?

Her şeyi tedavi etme gücü vardır.
Die Tränen des Mondes besitzen die Kraft, alles zu heilen.

Soğuk Algınlığı Önleme Ve Tedavi Etme: Ne Işe Yarıyor?
Vorbeugung Und Behandlung Einer Erkältung: Was Funktioniert?

Peki, neden beni tedavi etme zahmetine katlanıyorsun?
Warum dann der Aufwand, mich zu heilen?

Köpeklerde çeşitli alerji türlerini tedavi etme yolları.
Wege zur Behandlung verschiedener Arten von Allergien bei Hunden.

Hastaları tedavi etme hakkına sahip misin sence?
Sehen Sie sich im Recht, Patienten zu behandeln?

Enfeksiyon Hastalığını Önleme ve Tedavi Etme Kılavuzu.
Der Familienführer zur Verhütung und Behandlung von 100 Infektionskrankheiten.

Evde evcil hayvanı tedavi etme girişimleri olup olmadığı.
Ob es Versuche gab, ein Haustier zu Hause zu heilen.

Senior nörolog: Ses IV rt-PA ile hastayı tedavi etme kararı.
Senior Neurologe: Sprach die Entscheidung, den Patienten mit IV rt-PA zu behandeln.

Ama kanseri tedavi etme beceriksizliğinden Jacki sorumlu tutuyorsun.
Aber Sie machen Jack dafür verantwortlich, dass er Krebs nicht heilen kann.

Sistemik mikozları tedavi etme olasılığı;
Die Möglichkeit der Behandlung von systemischen Mykosen;

Silymarin: Alkolsüz yağlı karaciğer hastalığını tedavi etme seçeneği.”.
Silymarin: Eine Option zur Behandlung der nichtalkoholischen Fettlebererkrankung.".

Genlerle oynama aracılığıyla tedavi etme çabaları başarısız oldu.
Die Versuche einer Behandlung durch genetische Manipulation sind gescheitert.

Vücudumuzu tedavi etme şeklimiz şimdi geleceğimiz için önemli etkilere sahiptir.
Die Art und Weise, wie wir unseren Körper behandeln, hat große Auswirkungen auf unsere Zukunft.

Alacağım tedavinin bu kanseri tedavi etme ihtimali nedir?
Was sind die Chancen, dass die Behandlung diesen Krebs heilen wird?

BPDyi teşhis ve tedavi etme deneyimi olan birini bulmaya çalışın.
Versuchen Sie, jemanden zu finden, der Erfahrung hat, BPD zu diagnostizieren und zu behandeln.

Satıcılar teklifleri istedikleri gibi tedavi etme hakkına sahiptir.
Verkäufer haben das Recht, Angebote so zu behandeln, wie sie es wünschen.

Depresyonu önleme ve tedavi etme, anne ve bebek için önemli faydalara sahiptir.
Die Prävention und Behandlung von Depressionen hat große Vorteile für Mutter und Kind.

O gün Manuela Makedonia beynini hareketle daha iyi tedavi etme kararı aldı.
An jenem Tag traf Manuela Macedonia die Entscheidung, ihr Gehirn besser zu behandeln- mit Bewegung.

Opioidlerin ağrıyı tedavi etme gücüne inandığınız da ortada. Evet.
Und Sie glauben an die Wirksamkeit von Opioiden bei der Behandlung? Jawohl.

Offline'', Santner Vakfının, bağımlılıkları önleme ve tedavi etme projesidir.
Offline“ ist ein Projekt der Santner Privatstiftung zur Prävention und Behandlung von Suchtverhalten.

Fakat hastaları ırklarına göre tedavi etme alışkanlıkları bunun çok gerisindedir.
Aber die Gewohnheit, Patienten nach Rasse zu behandeln, ist veraltet.

De Bates,“ Gözlüklerin yardımı olmadan kötü görüşü tedavi etme” kitabını yayınladı;
Im Jahr 1920 veröffentlichte Bates das Buch"Behandlung von schlechter Sicht ohne Brille", die ein Bestseller wurde.

Araştırma, İşitme Kaybını Tedavi Etme, Tanıdık Bir Sesi Dinleme Gösterileri.
Forschung zeigt, Hörverlust zu behandeln, hören Sie eine vertraute Stimme.

Yeniden kullanılabilir su şişenizi, çantanız veya cüzdanınız gibi tedavi etme alışkanlığı edinin.
Gewöhnen Sie sich an, Ihre wiederverwendbare Wasserflasche wie Ihren Geldbeutel oder Ihre Brieftasche zu behandeln.

Sterlingin amnezisini tedavi etme planlarını bozmayı düşünme bile.
Denk nicht mal dran, unseren Plan zu durchkreuzen, Sterlings Amnesie zu heilen.

Bu durum, yaygın bulaşıcı hastalıkları tedavi etme yeteneğimizi tehdit ediyor.
Diese bedrohen unsere Fähigkeit, zur Behandlung von Infektionskrankheiten.

Sadece hastalığı tedavi etme değil hastalıklardan korunma da bizlerin en büyük görevi olmalı.
Nicht Krankheiten zu heilen, sondern Krankheiten zu verhüten sollte unsere größte Aufgabe sein.

Metformin preeklampsiyi önleme veya tedavi etme potansiyeline sahiptir.''.
Metformin hat das Potenzial, Präeklampsie zu verhindern oder zu behandeln.".