TEHDIT ETMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• drohen
• zu bedrohen
• Drohung
• Drohungen
• droht
• die Bedrohung

Tehdit etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bunları tehdit etmek.
Drohung damit.

Beni tehdit etmek onu bulmamı hızlandırmaz.
Mich zu bedrohen, wird ihn nicht schneller finden lassen.

Üyeleri tehdit etmek.
Mitgliedern drohen.

Seni ailenin geldiği ülkeye geri götürmekle tehdit etmek.
Drohungen, Dich in das Heimatland Deiner Eltern zu bringen.

İntiharla tehdit etmek.
Drohung mit Selbstmord.

Beni tehdit etmek istiyorsun.
Sie wollen mir drohen.

İntiharla tehdit etmek.
Drohung mit Selbsttötung.

Seni tehdit etmek istemem.
Ich will dir nicht drohen.

Savcıyı tehdit etmek.
Drohung an den Staatsanwalt.

Seni tehdit etmek istememiştim.
Ich wollte dir nicht drohen.

Savcıyı tehdit etmek.
Drohung mit dem Staatsanwalt.

Seni tehdit etmek istemem. Dinle!
Ich will dir nicht drohen. Hör zu!

Bir kadını tehdit etmek.
Drohungen gegen eine Frau.

Beni sizi tehdit etmek zorunda bırakmayın.
Ich will Ihnen nicht drohen müssen.

Yayınlamakla tehdit etmek.
Droht mit Veröffentlichung.

Kadına veya çocuklara zarar vermekle, öldürmekle tehdit etmek.
Drohungen, die Frau zu verletzen oder zu töten, den Kindern etwas anzutun.

Yayınlamakla tehdit etmek.
Drohung mit Veröffentlichung.

Beni tehdit etmek istiyorsan bundan çok daha iyisini yapman gerekiyor.
Wenn Sie mir drohen wollen, lassen Sie sich was Besseres einfallen.

Köpeği zehirlemekle tehdit etmek?
Droht Hunden Vergiftung?

Sık bağırmak, tehdit etmek veya zorbalık yapmak.
Häufig schreien, drohen oder mobbing.

Çocukları hapisle tehdit etmek….
Den Eltern droht Gefängnis.

Adamlarımı tehdit etmek hiçbir zaman iyi olmaz.
Es ist keine gute ldee, meine Leute zu bedrohen.

Birini öldürmekle tehdit etmek;
Drohungen, jemanden zu töten.

Tyrionun kralı tehdit etmek istemediğine eminim.
Ich bin sicher Tyrion wollte dem König nicht drohen.

İlişkiyi bitirmekle tehdit etmek.
Droht damit, die Beziehung zu beenden.

Umarım seni de tehdit etmek zorunda kalmam.
Hoffentlich muss ich Ihnen nicht auch drohen.

Çocuklara bir şey yapmakla tehdit etmek.
Drohung den Kindern etwas anzutun.

Federal bir memuru tehdit etmek boktan bir şey sayılmaz.
Einen Officer zu bedrohen, ist kein Pipifax.

Seni buradan çıkarmaya çalışan kişinin kardeşini tehdit etmek hiç akıllıca olmayabilir.
Den Bruder zu bedrohen, der dich hier rausholen soll ist nicht der klügste Schritt.

Bir daha beni tehdit etmek istersen şunu hatırla.
Wenn Sie mir nochmal drohen wollen, denken Sie daran.