Tutunmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir şeylere tutunmaya çalışıyorum.
Halatla inmeye bayılırım çünkü ipe tutunmaya bayılırım.
Biz yukarı tutunmaya çalışacağız.
Çünkü ben debir insanım ve yaşama tutunmaya çalışıyorum.
Bir şeylere tutunmaya çalışıyorum.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Zarflarla kullanım
Tutunmaya çalışacağım şeylerden biri de bugün burada konuşmamın anısı olacak.
Çaresizce yaşama tutunmaya çalışıyorlar.
Ben de onların fotoğraflarını asmaya başladım. Onlara tutunmaya çalışıyorum.
Noahya tutunmaya karar verdim. O gece.
Çok acı verici, Ka Suo, neye tutunmaya çalışıyorsun?
Tırnaklarımla tutunmaya çalışıyorum, tıpkı diğer insanların gibi.
Seni artık istemeyen bir hayata tutunmaya çalışıyorsun.
Hem birbirlerine tutunmaya çalıģıyorlar, hem de birbirlerini itiyorlardı.
Çoğu büro hizmetleri'' geri ödeme talebi'' karşı güvenlik olarak nakit tutunmaya edecektir.
Bana kalırsa ona tutunmaya değecek tek zaman bu.
Onu sevdim, çünkübeni zorladı aramaya ve neşeye tutunmaya.
Akıl sağlığıma tutunmaya çalışıyorum, işimden bahsetmeye değil.
İdealler, umut, her şey yok edilirken bizler bazı ideallere tutunmaya çalışıyoruz.
Seni görmek geleceğe tutunmaya çalışmaktan farksız. Seni görmek.
Büyük ihtimalle bir sözlüğe,gramer kitabına ve gerçeğe tutunmaya ihtiyacınız olacak.
Geçip gittiğini bildiği bir şeye tutunmaya çalışmasıydı. Çaresizlikten kastım iki kişinin….
Ancak farkındalığın bu genişlemiş haline ilerleme sürecinde,birçoğumuz bilinene tutunmaya eğilimliyiz.
Bu yüzden teknolojiye tutunmaya devam ediyoruz, çünkü bu şeyleri istiyoruz.
Ön kapıyı tutun kimse içeri girip çıkamasın.
Herkes tutunsun!
Siz ayaklarını tutun ben de kafasını.
Tutunmak için.
Beraber tutun! Geri!
Buna sıkıca tutun Brian. Senin ailen.
Oda tutun kendinize. Memnun oldum.