YAKINDAN ILIŞKILIDIR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• eng verwandt

Yakından ilişkilidir Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Sağlıkla yakından ilişkilidir.
Gesundheit eng zusammenhängen.

İronik bir etki bırakır ve ironi ile yakından ilişkilidir.
Damit ironisiert sie das Geschehen und hat einen Verfremdungseffekt.

Birbiriyle yakından ilişkilidir, çünkü.
Wirtschaftlich eng miteinander verbunden, weil.

Onların kültürü Tibetle yakından ilişkilidir.
Ihre Kultur ist nah damit Tibet verbunden.

Kama muta aşk ile yakından ilişkilidir, ama aynı şey değildir.
Kama muta ist eng mit der Liebe verwandt, aber nicht dasselbe wie sie.

Seks ve ölüm birbirleriyle yakından ilişkilidir.
Sex und Tod sind eng miteinander verwandt.

C++, C ile yakından ilişkilidir; Eğer birini biliyorsan, diğerini öğrenmek zor olmayacaktır.
C++ ist nah verwandt zu C; wenn man das eine kennt, wird es nicht schwer fallen, das andere zu lernen.

Yorumlanışı yakından ilişkilidir.
Auslegung in engem Zusammenhang.

Bu kısa sözcüğün anlamı, etimolojisi gibi, yakından ilişkilidir.
Die Bedeutung dieses kurzen Wortes ist wie seine Etymologie eng verwandt.

Türk kültürüyle yakından ilişkilidir.
Stark mit der türkischen Kultur verbunden.

Balıklarınız habitatlarına adapte olmuştur ve üremeleri de sıklıkla habitatlarla yakından ilişkilidir.
Ihre Fische haben sich an ihren Lebensraum angepasst und oft hängt auch die Nachzucht eng am Lebensraum.

Astım, alerji ile yakından ilişkilidir.
Asthma ist eng mit Allergien verbunden.

Baş ve vücuttaki saçların büyüme hızı hormonal arka plan ile yakından ilişkilidir.
Die Geschwindigkeit des Haarwuchses auf dem Kopf und dem Körper ist mit dem hormonalen Hintergrund eng verbunden.

Astım, alerji ile yakından ilişkilidir.
Asthma eng mit einer Allergie verbunden.

Plak oluşumu, hastanın arteriyel yapısının şekli- ya da geometrisi- ile yakından ilişkilidir.
Die Entstehung von Plaque steht in engem Zusammenhang mit der Form- oder der Geometrie- der Arterienstruktur des Patienten.

Dorudon, 18 metre uzunluğundaki Eosen balinası Basilosaurus ile yakından ilişkilidir ve onunla birlikte Basilosauridae ailesine aittir.
Dorudon ist mit dem 18 Meter lang werdenden eozänen Wal Basilosaurus verwandt und gehört wie dieser zur Familie der Basilosauridae.

Rekreasyonel ilaçların aşırı kullanımı: Alkol, amfetamin ve diğer ilaçların aşırı çok kullanımı, depresyonla yakından ilişkilidir.
Missbrauch von Drogen: Missbrauch von Alkohol, Amphetaminen und anderen Drogen sind eng verknüpft mit depression.

Şiirlerin metni müzikle yakından ilişkilidir.
Poesie ist eng verwandt mit Musik.

Bu değer kısa kelimeler gibi, etimoloji, yakından ilişkilidir.
Die Bedeutung dieses kurzen Wortes ist wie seine Etymologie eng verwandt.

Aşk ve seks birbiriyle yakından ilişkilidir.
Liebe und SEX wurden eng miteinander verbunden.

Amerikan bizonu da sığırlarla yakından ilişkilidir.
Amerikanische Bisons sind auch eng mit Rindern verwandt.

İç ve dış sessizlik yakından ilişkilidir.
Innere und äußere Stille sind eng miteinander verbunden.

Kurt adam, değişikliklerle yakından ilişkilidir.
Der Werwolf ist eng mit den Veränderungen verbunden.

Canlılarda yapı ve fonksiyon çok yakından ilişkilidir.
Bau und Funktion stehen bei Lebewesen in einem engen Zusammenhang.

Tüm bu nitelikler dişi prensiple çok daha yakından ilişkilidir.
All diese Eigenschaften sind dem weiblichen Prinzip viel näher verwandt.

Askeri ve sivil nükleer programlar genellikle birbiriyle yakından ilişkilidir.
Militärische und zivile Atomprogramme hängen häufig eng zusammen.

Erken Mısırlılar ve Hintli kozmogoni, çiçeği yeryüzünün yaratılmasıyla yakından ilişkilendirir.
Frühe Ägypter und indische Kosmogonie eng verbunden die Blume mit der Schöpfung der Erde.

Bilimsel çalışmalar stres ile bağırsaktaki enflamatuar değişikliklerin yakından ilişkili olduğunu gösterir.
Wissenschaftliche Studien zeigen, dass Stress und entzündliche Veränderungen im Darm in engem Zusammenhang stehen.

Bir uyarı: Daha yakından ilişkili çiftler, bebekleri başkalarından daha erken yapmaya başlayabilir.
Eine einschränkung mehr eng verwandte paare beginnen möglicherweise früher mit der geburt als andere.

Çoğu eyalet, yakından ilişkili insanlarla evlenip çoğalmaya karşı yasalara sahiptir.
In den meisten Staaten gibt es Gesetze gegen eng verwandte Personen, die heiraten und sich fortpflanzen.