YASLANMIŞ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Fiil

Yaslanmış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Liberal ve sola yaslanmış.
Liberal und nach links gelehnt.
Nevadada ağaca yaslanmış 132 yıllık tüfek bulundu.
Nevada 132 Jahre altes Wildwest-Gewehr lehnte an Baum.
Billbergia Ya Da Bilbergie Yaslanmış.
Billbergia Oder Bilbergie Gelehnt.
Yaslanmış hastalar tıbbi personel tarafından yıkanmaktadır.
Lehnende Patienten werden von medizinischem Personal gewaschen.
Bu adam onun motosikletine yaslanmış.
Dieser hier lehnte sich gegen sein Motorrad.
Bence bir masaya yaslanmış Kruseun teşekkürlerini kabul ediyordur.
Wenn Sie mich fragen, empfängt sie über einen Tisch gebeugt Kruses Dankbarkeit.
Uzun bir ayakta varsa, bir duvara yaslanmış;
Wenn Sie einen langen stehen, lehnen sich gegen eine Wand;
Kadının arkasına yaslanmış kıçını elliyordu.
Er klebte hinter Caty, streichelte ihren Arsch.
Zemin üzerinde kalça büyütmek,ayak ve omuzlarında yaslanmış gereklidir.
Es ist notwendig, das Gesäß über den Boden zu heben,auf den Füßen und Schultern gelehnt.
Burada 6m uzunluğunda duvara yaslanmış bir merdiven görüyorsunuz.
Hier siehst du eine 6 m lange Leiter, die an eine Wand gelehnt ist.
Duvara yaslanmış, modern, küçük sekreter masası için inşaat kılavuzu.
Bauanleitung für einen modernen, kleinen Sekretär-Schreibtisch, der an die Wand gelehnt wird.
Mahatma Gandhi nin büstüne yaslanmış dikiliyordum.
Ich stand dort, gegen die Statue von Mahatma Gandhi gelehnt.
Köprünün karşı yaslanmış bir kederli kız hangi arkasında bir yeşil kaynaklanıyor görülmektedir- Stok video.
Ein Blick auf einen grünen Stängel, hinter denen ist ein trauriges Mädchen, lehnte sich gegen die Brücke- Footage.
Datayı ilk gördüğümde,sanal güvertede bir ağaca yaslanmış ıslık çalmaya çalışıyordu.
Das erste Mal sah ich Data, alser auf dem Holodeck an einem Baum lehnte. Er versuchte zu pfeifen.
Belki de anne vebabasının tablo fısıldayan yöneticisi ile oturuyormuş; belki hepsi kapı dinleme yaslanmış.
Vielleicht waren seine Eltern mitdem Manager am Tisch sitzen flüstern, vielleicht sie lehnten alle an der Tür gelauscht.
Ve bu penise sahip olmak doğru hissettirdi. Küvete yaslanmış bir şeyler düşünüyordum, Ondan sonra bu şişenin üzerindeki hanımefendiyi gördüm.
Ich lag in der Wanne, dachte an Dinge, und ich erkannte, dass es richtig ist, einen Penis zu haben. und dann sah ich die sexy Lady auf der Shampooflasche.
Serin olmasına rağmen, annesi onu odanın bir ucundan bir pencere açmak çekti hava veyanaklarından ellerini yaslanmış, o kadar dışında yüzünü itti.
Quer durch den Raum von ihm seine Mutter hatte ein Fenster geöffnet gezogen,trotz der kühlen Wetter, und lehnte sich mit den Händen auf ihren Wangen, drückte sie ihr Gesicht weit außerhalb dem Fenster.
Bazıları spiles yaslanmış bazı kafalar iskele üzerine oturmuş, bazı arıyoruz çabası gibi, arma aloft bazı yüksek Çinden gemi küpeşte üzerinde hala daha iyi bir denizden peep olsun.
Einige lehnen die Spieße, einige auf den Molenköpfen sitzen, manche suchen über die Reling von Schiffen aus China, einige hoch empor in die Takelage, als ob das Streben um eine noch bessere seewärts peep.
Therese endişeyle yedi,'' Frankenbergin Hoş Geldiniz'' broşürü önündeki şeker kabına yaslandı.
Therese aß nervös, die Broschüre"Willkommen bei Frankenberg's" vor sich aufgeschlagen an eine Zuckerdose gelehnt.
Krystle bir duvara yaslandı ve düşünmeye başladı.
Beth lehnte sich an eine wand und betrachtete.
Lahana çorbası ile et istedi vekollarıyla masaya yaslanarak oturdu.
Er bestellte Kohlsuppe mit Fleisch und setzte sich hin,die Arme auf den Tisch gelehnt.
Birdenbire Gacy sandalyesinde biraz geriye yaslandı.
Plötzlich lehnte sich Gacy in seinem Stuhl zurück.
Çorbası ile et istedi vekollarıyla masaya yaslanarak oturdu.
Er bestellte Kohlsuppe mit Fleisch und setzte sich hin,die Arme auf den Tisch gelehnt.
Efendim, kim o? John, İsanın göğsüne yaslandı, ve dedi ki,?
Johannes lehnte sich an Jesu Brust… und sagte: Herr, wer ist es?
Bir kaç dakika sonra birisi dinlemek için duvara yaslanır.
Einige Minuten später lehnte sich jemand gegen die Wand, um ihm zuzuhören.
Ancak bekçi geliyor ve kolona doğru yaslanıyor ve bir adım ötede gibi görünüyor.
Aber der Wachmann kommt und lehnt sich an die Säule. Und er scheint nur einen Fußbreit entfernt.
Seni arabaya yasladığımda… bir şeyler hissetmiştim, bunu sen de hissettin.
Ich habe etwas gespürt, als ich dich gegen das Auto gedrückt habe, Und du hast es auch gespürt.
Masaya yaslayın. Pantolonunu indirin.
Hose runter, über den Tisch legen.
Bana yaslan. Tamam, dur þimdi.
Halt dich fest. Okay, stütz dich auf mir ab.
Yavaşça geriye yaslanın, sonra gözlerinizi kapatın.
Und dann die Augen. Ganz langsam zurück… kippen, und dann.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0332

Farklı Dillerde Yaslanmış

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca