YATIŞTIRMAYA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu beruhigen
• zu besänftigen
• zu beschwichtigen

Yatıştırmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Annayı yatıştırmaya çalıştı.
Anna versuchte sich zu beruhigen.

D-panthenol ve allantoin, tahrişleri yatıştırmaya yardımcı olur.
D-Panthenol und Allantoin helfen Reizungen zu lindern.

Stefanu yatıştırmaya çalışıyor.
Stefano versucht zu entspannen.

Ablam sessiz sessiz ağlıyor ben de onu yatıştırmaya çalışıyordum.
Meine Mutter vergoss stille Tränen und ich versuchte sie zu beruhigen.

Hemen onu yatıştırmaya çalıştı.
Sofort versuchte er, sie zu beruhigen.

O bağırır ve sorar durdurmak, ama onu yatıştırmaya yardım плетки.
Sie schreit und bittet zu stoppen, aber Sie beruhigen mit Hilfe von Peitschen.

Beni yatıştırmaya çalışma şeklin bu mu,?
Willst du mich so besänftigen?

Belediye başkanı yatıştırmaya çalışıyor.
Bürgermeister versucht zu beruhigen.

Senatör Duvallin kesin bir harekette bulunacağımız yönündeki endişesini yatıştırmaya çalışıyorum.
Ich versuche Senator Duvalls Ängste zu zerstreuen, dass wir gebieterisch agieren.

Belediye başkanı yatıştırmaya çalışıyor.
Der Bürgermeister versucht zu beruhigen.

Kuraklık zamanlarında, birden fazla fedakarlıkla yağmur tanrısını yatıştırmaya çalıştılar.”.
In Zeiten der Dürre, versuchten sie, die regen Gott mit mehreren Opfern zu besänftigen.".

Doktoru yatıştırmaya çalışıyordum sadece.
Ich wollte den Arzt nur beschwichtigen.

Bu Kış Psoriasis Yatıştırmaya Yolları.
Möglichkeiten, Psoriasis in diesem Winter zu beruhigen.

Sinirleri yatıştırmaya, geceleri daha iyi uyumaya yardımcı olur ve çarpıntıları kontrol eder.
Die Nerven zu beruhigen, hilft nachts besser zu schlafen und das Herzklopfen zu kontrollieren.

Belediye başkanı yatıştırmaya çalışıyor.
Der Bürgermeister versuchte zu beruhigen.

Psoriazis Yatıştırmaya Yönelik Tedaviler.
Behandlungen zur Beruhigung der Psoriasis.

Bir ısıtma yastığı uygulamak, alanı yatıştırmaya yardımcı olabilir.
Das Anwenden einer Wärmflasche kann helfen, den Bereich zu beruhigen.

Ve ben de beni yatıştırmaya çalıştığını sanıyordum.
Und ich dachte, du willst mich beruhigen.

Hiçbir şey seninle ilgili değil!” Dedi karısı, öfkesini yatıştırmaya çalışıyordu.
Mit dir ist nichts los!“, Sagte seine Frau und versuchte, seinen Zorn zu besänftigen.

Babam da onları yatıştırmaya çalışıyordu.
Ihr Vater versuchte, sie zu beschwichtigen.

Sonuçta, tatlı bir ilaç sadece uyuşturmakla kalmaz, aynı zamanda sinirleri yatıştırmaya da yardımcı olur.
Schließlich betäubt eine süße Medizin nicht nur, sondern hilft auch, Nerven zu beruhigen.

Fark etmek, zihni yatıştırmaya yardımcı olur.
Sie hilft dir, deinen Geist zu beruhigen.

Elinizde nemlendirici kullanmak, zamanla yaşlılık lekelerini önlemeye ve yatıştırmaya yardımcı olabilir.
Verwenden Sie Feuchtigkeitscreme auf Ihre Hände können helfen, Altersflecken mit der Zeit zu verhindern und zu beruhigen.

Babası onu yatıştırmaya yaradığını düşünüyor.
Ihr Vater glaubt, es hilft ihr, sich zu beruhigen.

L-Theanin: L-theanine, madde stresi hafifletmek ve beyninizi yatıştırmaya kanıtlanmıştır.
L-Theanin: L-Theanin ist die Zutat bewährt Stress zu erleichtern und Ihr Gehirn zu beruhigen.

Annem beni yatıştırmaya çalışıyordu. Dedi ki.
Jedenfalls versuchte meine Mutter, mich zu beruhigen, also sagte sie.

Doldurulmuş hayvanlar veya evcil hayvanlar da hastayı yatıştırmaya ve uyumasına izin verebilir.
Gefüllte Tiere oder ein Haustier können auch helfen, den Patienten zu beruhigen und ihn schlafen zu lassen.

Espri yeteneğinle beni yatıştırmaya çalışıyorsan vaktini boşa harcamamanı tavsiye ederim.
Wenn du versuchst, mich mit deinem Witz zu beschwichtigen, verschwendest du die Zeit.

Belediye başkanı yatıştırmaya çalışıyor.
Die Bürgermeister versuchen zu beruhigen.

Ağrıyan göğüsler yatıştırmaya bazı bebek açısından güvenli merhem konusunda doktorunuzla konuşun.
Sprechen Sie mit Ihrem Arzt über einige Baby-Safe Salben Ihre wunden Brüste zu beruhigen.