ZENGIN BIR GEÇMIŞI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• reiche Geschichte
• eine reiche Vergangenheit

Zengin bir geçmişi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Zengin bir geçmişimiz var.
Eine reiche Vergangenheit.

Yahudi gıda uzun ve zengin bir geçmişi vardır.
Jüdische Essen hat eine lange, reiche Geschichte.

Suç Hıristiyanların kulaklarına kadar şok edici, çok zengin bir geçmişi var.
Krimi war so schockierend, in den Ohren von Christen haben eine sehr reiche Geschichte.

Şehrin zengin bir geçmişi vardır.
Die Stadt hat eine reiche Vergangenheit.

Balkan Yarımadasının merkezinde yer alan, Bulgaristan eski ve zengin bir geçmişi bulunuyor.
Gelegt im Herzen der Balkanhalbinsel besitzt Bulgarien eine alte und reiche Geschichte.

Kentin zengin bir geçmişi var, limanı 1630lardan beri tüccarlar tarafından kullanılıyor.
Es hat eine reiche Geschichte, der Hafen wurde bereits in den 1630er Jahren von Händlern genutzt.

Korku salıyor. Ve zengin bir geçmişi var.
Es macht Angst. Und hat eine große Geschichte.

Belçikanın kumarın ortaya çıkışı ve gelişimi konusunda çok zengin bir geçmişi vardır.
Belgien hat eine sehr reiche Geschichte der Entstehung und Entwicklung von Glücksspielen.

Zengin bir geçmişi ve turizm açısından bozulmamış güçlü bir Swahili kültürü vardır.
Die Insel hat eine reiche Geschichte und eine starke, vom Tourismus unberührte Swahili-Kultur.

Çok naziksiniz. Toplumumuzun zengin bir geçmişi vardır.
Unsere Gesellschaft hat so eine lange reiche Geschichte, Sehr freundlich von Ihnen.

Oosterbeek zengin bir geçmişi vardır; Bu lüks butikler ile qaint küçük bir kasabadır.
Oosterbeek hat eine reiche Geschichte; es ist ein qaint kleine Stadt mit luxuriösen Boutiquen.

Rumen onun 2 milyon kişi ile özellikle başkenti Bükreşte, eski ve zengin bir geçmişi var.
Die Rumänen haben eine alte und reiche Geschichte, vor allem in der Hauptstadt Bukarest mit seinen 2 Millionen Menschen.

Büyük bir milletin zengin bir geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber.
Ein Bijou verbindet eine grosse Vergangenheit mit einer glänzenden Zukunft.

Bu nedenle, zengin bir geçmişi ve iyi kurulmuş bir yüksek eğitim altyapıları vardır.
Aus diesem Grund hat es eine reiche Vergangenheit und ein fest etabliertes Hochschulen Infrastrukturen.

Topluluğumuzun uzun ve zengin bir geçmişi var… ve her kıtadan üyemiz bulunuyor… Antarktika hariç.
Unsere Gesellschaft hat so eine lange reiche Geschichte, unsere Mitglieder sind auf jedem Kontinent außer der Antarktis.

Kendi Kunratice zengin bir geçmişi vardır ve bir yürüyüş için çekici bir yerdir.
Kunratice auf seine eigene hat eine reiche Geschichte und ist ein attraktiver Standort für einen Spaziergang.

Polonya, uzun ve zengin bir geçmişi vardır ve esneklik ve azim mükemmel bir örneğidir.
Polen hat eine lange und reichhaltige Geschichte und ist ein hervorragendes Beispiel für Widerstandsfähigkeit und Ausdauer.

Zengin bir geçmiş var“ Sanki oyunculuk” manevi ve büyümeye yönelik alanlarda.
Es gibt eine reiche Geschichte"Handeln als ob" in spirituellen und wachstumsorientierten Räumen.

Ülke zengin bir geçmişe sahiptir ve dünyanın en çeşitli bölgelerinden birinde oturur.
Das Land hat eine reiche Geschichte und sitzt in einer der vielfältigsten Regionen der Welt.

Ülke zengin bir geçmişe sahiptir ve dünyanın en çeşitli bölgelerinden birinde oturur.
Das Land hat eine reiche Geschichte und befindet sich in einem der abwechslungsreichsten Regionen der Welt.

Üniversite Wrocław yüzyıllar üçten fazla zengin bir geçmişe sahiptir.
Die Universität Wrocław hat eine reiche Geschichte von mehr als drei Jahrhunderten.

İç göç yeni değil ve Meksika içinde hareket ediyor zengin bir geçmişe sahip.
Die interne Migration ist nicht neu und bewegt sich innerhalb Mexikos hat eine reiche Geschichte.

Astragalus Çin ve Asya kültürleri kullanımı zengin bir geçmişe sahiptir.
Astragalus hat eine reiche Geschichte der Verwendung in den chinesischen und asiatischen Kulturen.

Çok zengin bir geçmişleri var.
Sie haben eine reiche Vergangenheit.

Edam, peynirle ilgili zengin bir tarihi geçmişe sahiptir.
Edam hat nicht nur in Sachen Käse eine reiche Vergangenheit.

Ve zengin bir geçmişe sahiptir.
Es hat auch bereits eine reiche Vergangenheit.

Terkedilmiş evler zengin bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Gepflegte Giebelhäuser zeugen von einer wohlhabenden Vergangenheit.

Düşünebiliyor musunuz ne kadar zengin bir geçmiş.
Man kann sich vorstellen, wie reich man hier früher war.

Ikaria adası, Bizans ve Roma arkeolojik kalıntılarında görülebilen zengin bir geçmişe sahiptir.
Die Insel hat eine geschichtsträchtige Vergangenheit, die in den byzantinischen und römischen archäologischen Überresten gesehen werden kann.

Kızlar Mağarası ve Fosforlu Mağara, zengin bir geçmişe sahip antik deniz mağaralarıdır.
Kızlar Cave und Phosphor Höhle sind uralte Meereshöhlen mit einer reichen Geschichte.