ZENGINLEŞTIRILMESI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Anreicherung
• Bereicherung
• bereichern
• anzureichern

Zenginleştirilmesi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Başarı zenginleştirilmesi.
Erfolge bereichern.

Zenginleştirilmesi ve böylece.
Bereichern und in ihrer.

Ve Gıda Zenginleştirilmesi.
Bereicherung der Nahrung.

Nükleer yakıtların üretimi veya zenginleştirilmesi.
Erzeugung oder Anreicherung von Kernbrennstoffen;

Minerali ile zenginleştirilmesi.
Mit Mineralien anzureichern.

Zenginleştirilmesi ve madenden çıkartılması gerekiyor.
Es muss aus dem Erz extrahiert und angereichert werden.

İçeriğinin Zenginleştirilmesi ve.
Bereichern und in ihrer.

Kan bileşiminin gerekli maddelerle saflaştırılması ve zenginleştirilmesi;
Reinigung und Anreicherung der Blutzusammensetzung mit notwendigen Substanzen;

Nişasta endüstrisi: nişastanın zenginleştirilmesi ve sınıflandırılması.
Stärkeindustrie: Bereicherung und Klassifikation der Stärke.

Uranyumun zenginleştirilmesi, nükleer silah yaratmadaki önemli adımlardan biridir.
Die Anreicherung von Uran ist einer der wichtigsten Schritte bei der Herstellung von Atomwaffen.

Kozmetik Malzemelerin Zenginleştirilmesi.
Die Anreicherung von Kosmetika.

Konferansın, Wikimedia hareketine katılan çeşitli grupların katılımıyla zenginleştirilmesi.
Die Konferenz mit der Teilnahme einer diversen Gruppe von Teilnehmern in der Wikimedia-Bewegung zu bereichern.

Sulama ve ilaçlamadan önce suyun zenginleştirilmesi için kullanmak mümkündür.
Es ist möglich, zur Anreicherung von Wasser vor dem Gießen und Sprühen zu verwenden.

Çok yoğun ve tekrarlanan, büyük bir bahçıvanınkine eşdeğer bir kültürle, dünyanın zenginleştirilmesi gerekiyor.
Mit einer so intensiven und wiederholten Kultur, die der eines großen Gärtners entspricht muss die Erde bereichert werden.

Birçok ülkede, temel gıda maddelerinin zenginleştirilmesi şu anda zorunlu hale gelmiştir.
Darüber hinaus ist die Anreicherung von Grundnahrungsmitteln in vielen Ländern Pflicht.

ECM proteinlerinin zenginleştirilmesi için diğer ekstraksiyon protokolleri ECM glikopeptitler 19, 20 tanımlamak için adapte edilebilir.
Andere Extraktionsprotokolle zur Anreicherung von ECM- Proteine können ECM Glycopeptide 19 zu charakterisieren angepasst werden, 20.

Satın alınan fonların zenginleştirilmesi.
Anreicherung von gekauften Mitteln.

Saç bakım ürünlerinin zenginleştirilmesi için İnternette birçok tavsiyede bulunabilirsiniz.
Sie können im Internet viele Empfehlungen zur Bereicherung von Haarpflegeprodukten lesen.

Diyetin vitamin B5, çinko ve saponinler ile zenginleştirilmesi.
Um die Ernährung mit Vitamin B5, Zink und Saponinen anzureichern.

Tüm vücudun minerallerle zenginleştirilmesi, kemiklerin hızlı birleşmesine katkıda bulunur.
Anreicherung des ganzen Körpers mit Mineralien, die zur schnellen Fusion von Knochen beiträgt.

Aslında pek çok ülkede buğday ununun zenginleştirilmesi zorunludur.
In der Tat ist die Anreicherung von Weizenmehl in vielen Ländern obligatorisch.

Mümkünse, diyetin taze meyve ve sebzelerle zenginleştirilmesi gereklidir.
Wenn möglich, ist es notwendig, die Ernährung mit frischem Obst und Gemüse anzureichern.

HE Araştırma gerçekten iyileştirme ve mevcut mesleki uygulamaların zenginleştirilmesi ana kaynağıdır.
Forschung in HE ist in der Tat die Hauptquelle der Verbesserung und Bereicherung der bestehenden beruflichen Praxis.

Papatya esansiyel yağı losyonlar ve kremler gibi kozmetik ürünlerin zenginleştirilmesi için kullanılabilir.
Kamille ätherische Öl kann zur Anreicherung von kosmetischen Produkten wie Lotionen und Cremes verwendet werden.

Chatbot uygulamalarında iletişimin otomatize edilmesi ve zenginleştirilmesi esas amaç olmalıdır.
Bei Chatbot-Anwendungen sollte das Hauptziel darin bestehen, die Kommunikation zu automatisieren und zu bereichern.

Yaz kursları geleneksel olarak bir ana akademik kursun tamamlanması, zenginleştirilmesi veya incelenmesi olarak sunulmaktadır.
Sommerkurse werden traditionell als Ergänzung, Bereicherung oder Überprüfung eines akademischen Hauptkurses angeboten.

Utherin zenginliğini ve gücünü.
Uthers Reichtum und Macht.

Bu, zenginlik falan değil.
Ich bin nicht reich.

Lisedeyken zengin olmak havalıydı.
In der Highschool war Reichtum cool.

Bugünlerde zenginlik bu demek.
Das ist Reichtum heutzutage.