AYAK BILEKLERIMI ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• my ankles
• my ankle

Ayak bileklerimi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ayak bileklerimi kırarım.
Gonna break my ankles.

Şanslıysam sadece ayak bileklerimi kırarlar.
They will break my ankles, if I'm lucky.

Ayak bileklerimi kırarım!
It will break my ankles!

Meselâ buğday benim ayak bileklerimi kabartır.
Not me. My ankles swell from the wheat.

Ayak bileklerimi kırarım.
I'm gonna break my ankle.

Eğer ki gelirlerse, onlara ayak bileklerimi bile gösteririm.
If it comes to it I will even show them my ankles.

Ayak bileklerimi ıslattın. Ayak bileklerim..
You wet my ankles. My ankles..

Sanırım öyle. Sürtünerek ayak bileklerimi biraz tahriş ediyorlar ama her ayakkabı bunu yapar.
They kind of rub my ankles, but all shoes do that.- I guess so.

Ayak bileklerimi gördüğünde diğer yerlerimi unuttun mu?
Have you forgotten all of me when you see my ankle?

Sanırım öyle. Sürtünerek ayak bileklerimi biraz tahriş ediyorlar ama her ayakkabı bunu yapar.
I guess so. I mean, they kind of rub my ankles, but all shoes do that.

Tina, güverte altında bir fare olmalı çünkü bir şey ayak bileklerimi gıdıklıyordu.
Tina, there must have been a rat below deck cause something was tickling my ankles.

Garsonken ayak bileklerimi incittim.
My ankles are bad from waitressing.

Tina, güverte altında bir fare olmalı çünkü bir şey ayak bileklerimi gıdıklıyordu.
Cause something was tickling my ankles. Tina, there must have been a rat below deck.

Sürtünerek ayak bileklerimi biraz tahriş ediyorlar ama her ayakkabı bunu yapar.
They kind of rub my ankles, but all shoes do that.

Elerimi bükerek ve ayak bileklerimi burkarak etrafta koşturmaya başlardım.
Running around wringing my hands and twisting my ankle.

Hiç ayak bileklerimi kasıtlı olarak gösteren bir şey giymedim.
I have never… worn anything that purposely showed off my ankles before.

Zayıf herifler tombul ayak bileklerimi okşamak ve göbeğimden biftek yemek istiyorlardı.
These skinny guys saying they wanted to fondle my cankles and eat brisket out of my navel.

Sürtünerek ayak bileklerimi biraz tahriş ediyorlar ama her ayakkabı bunu yapar.- Sanırım öyle.
They kind of rub my ankles, but all shoes do that.- I guess so.

Sürtünerek ayak bileklerimi biraz tahriş ediyorlar ama her ayakkabı bunu yapar.- Sanırım öyle.
I guess so. I mean, they kind of rub my ankles, but all shoes do that.

Bir erkeğim olmayınca ayak bileklerimi birkaç çift Jimmy Chew alarak sıkılmaktan kurtarmaya karar verdim.
With no man in sight, I decided to rescue my ankles from a life of boredom by purchasing too many pairs of Jimmy choo shoes.

Raylanın ayak bileğimdeki takip cihazını çıkarttığını söylemiş miydim?
I mention Raylan took off my ankle tether?

Gerçek şu ki, ayak bileğim düşündüğümden çok daha kötüydü.
Truth is… my ankle was a lot worse off than I admitted.

Sadece ayak bileklerim alçakta.
My ankles are just low.

Yirmi geçişten sonra ayak bileklerime bakmaya başlar.
After 20 passes… he starts looking at my ankles.

Ayak bileğim de kırıldı.
And my ankle is broken.

Ayak bileğimi incittim.
I have hurt my ankle.

Ayak bileklerim zincirli bir kütüğe bağlı olacak.
My ankles will be shackled in a secure set of stocks.

Bana baktığı anda ayak bileklerim bir araya geldi.
He looked straight at me, and my ankles went together.

Ayak bileğim kırıldı.
My ankle is broken.

Bazen yürüdüğümde ayak bileklerim çıngıraklı yılan gibi acayip bir ses çıkartıyor.
Sometimes when I walk my ankles make, like, a weird rattlesnake sound.