DAVET EDER ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• invites
• asks
• inviting
• invited
• invite

Davet eder Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Karanlığı davet eder.
It invites darkness.

Sizi içeri davet eder, her istediğinizi yapardı.
She would invite you in, do anything for you.

Koyu saçları seni davet eder.
She invites you with her dark hair.♪.

Erkekler dansa davet eder, kızlar da kabul eder..
Guys ask to dance, girls accept. That's the tradition.

Yardımcı yönetmen beni davet eder.
An assistant director invited me.

Sinemaya davet eder.
Invited me to the cinema.

Onları kendisine katılmaya davet eder.
They invited her to join them.

O zaman Heidiyi de davet eder misin, Iütfen?
Well, then could you invite Heidi, please?

Okuldaki çoğu kız beni davet eder.
Most girls in this school invite me.

Komşuları bize davet eder, ve onları yeriz.
We will invite the neighbours over and eat them.

Örümcek sineği evine davet eder.
The spider invited the fly to its house.

Ve genç penguenleri davet eder okyanusun içine.
And beckoning the young penguins… into the ocean as well.

Seni yalnız sıradan insanlar davet eder.
You would only be invited by ordinary people.

Bütün ailemi davet eder, her sene tam olarak aynı olay.
She invites all my family, and it's always exactly the same.

Daha sonra seni o kutsal ateşine davet eder.
And then he assigns you to his sacred fire.

Bütün ailemi davet eder, her sene tam olarak aynı olay.
She's inviting all my family, every year it's exactly the same deal.

Eğer parti veriyorsa umarım beni davet eder.
I hope she invites me if she does.

Eğer bir adam seni yemeğe davet eder içki ısmarlar ve seni öpmeye çalışırsa.
If a guy asks you to have dinner, tries to kiss you.

Dans edemeyen bir adamı niye davet eder ki?
And why would she invite a man who cannot dance?

Kameraları buraya davet eder seni ve başkanı gıyabınızda yargılarım.
I will invite the cameras here and try you and the president in absentia.

Haftada bir, bizden birini davet eder.
Like once a week, he invites one of us upstairs for date night.

Herkes onu davet eder ama kimse davetini kabul edeceğini düşünmez.
You invite her… Yeah… but you never think she's gonna accept.

Ben hariç, ofisteki herkesi nasıl davet eder ya?
How you gonna invite everybody in the office except me?

Bazen insanlar diğer insanları davet eder. Bilirsin, insanlar.
You know, people… People inviting other people over.

Göçmenler Squantonun kabilesini büyük bir ziyafete davet eder.
The pilgrims invited squanto's tribe to a big feast.

Böylece bizi ünlü habercilerin partilerine davet eder. Bak bu harika işte.
So he invites us to all those famous newscaster parties.

İyi muhabir, konuşacağı kişiyi güneşten kurtarıp, içeri davet eder.
If you're a good reporter invite them in, out of the sun and dust.

O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
He only calls his faction to be the residents of Hell.

Daha karmaşık notalar dişilere yöneliktir ve onları çiftleşmeye davet eder.
The more complex notes are directed to females, inviting them to come and mate.

Mehmet Okonşarın müziği son derece yapısalcıdır( structuralist) ve analitik yaklaşımı davet eder.
The music by Okonşar is extremely structuralist and calls for an analytical approach.