HESAPLAR ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• accounts
• calculates
• calculations
• math
• computes
• checks
• bills
• financials
• calculus
• account
• calculate

Hesaplar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Hesaplar değişecek.
The math is changing.

İkisi de Visa, ayrı hesaplar.
Both VISA. Separate accounts.

Hesaplar için 5e basın.
For accounts, press five.

Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
We would like separate checks.

İtalyan posta kodalarını hesaplar.
Computes Italian ZIP codes.

Bu hesaplar doğru ise;
Well, if the math is right.

İtalyan Mali kodlarını hesaplar.
Computes Italian Fiscal codes.

Neden basit hesaplar yapmıyorsun?
Why can't you do simple math?

Hesaplar değişecek. Yeniden başla.
Start over. The math is changing.

İletişim, hesaplar, her şeyini.
Communication, accounts, the whole nine.

Hesaplar yüzde 98 onarım gösteriyor.
Calculations indicate a 98% restoration.

Eninde sonunda bütün hesaplar kapanacak.
Eventually, all accounts will be settled.

Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen.
We would like separate checks, please.

Ata binerseniz ölme şansı David hesaplar.
David calculates the chance of dying if you ride a horse.

Tüm hesaplar ödendi bara stok yapıldı.
All the bills are paid, bar's stocked.

Ortada hiçbir zaman fon, para değişimi, gerçek hesaplar yokmuş.
There was never any fund, no trades, no real accounts.

Hesaplar için yeterli paraya sahipler.
They have enough money for their bills.

İçkiler ve ayrı hesaplar… O da her neyse! Hemen geliyor!
Drinks and separate checks… whatever that is… coming right up!

Profilciler bakar, dinler, ölçer, hisseder, hesaplar, karşılaştırır.
A profiler looks, listens, gauges, senses, calculates, compares.

Bazı hesaplar doğru değil. Hazır değil.
Some of these calculations are not right. It's not ready.

Saniye içinde mikroişlemci sistolik ve diastolik basıncını hesaplar.
Your systolic and diastolic pressure. In 45 seconds, the microprocessor computes.

Bazı hesaplar doğru değil. Hazır değil.
It's not ready. Some of these calculations are not right.

Bir karar veriken,… programım değişkenleri hesaplar… ve ben harekete geçerim.
Faced with a decision, my program calculates variables and I take action.

Vadeli hesaplar Kapatıp yeniden başlat Sabah saat 6da.
The valecross accounts shut down and reboot at 6:00 A. M.

Bir referans istasyonu kendi konumu ve zamanı diferansiyel düzeltmelerini hesaplar.
A reference station calculates differential corrections for its own location and time.

Hesaplar eksiksiz görünüyor. Tek kalan senin ücretin.
The financials are pretty thorough, so the only thing we don't know is your fee.

Yunan araştırmacıların yeni geliştirdikleri hesaplar hastaların kalp krizi geçirme riskini düşürüyor.
Newly developed calculations by Greek researchers help patients reduce the risk of heart attacks.

Hesaplar mümkün bile görülmüyordu. Başladıklarında böyle karmaşık.
Were thought outside the realm of the possible when they began. Such complex calculations.

Bu hesaplar Kongreye gösterildi. Her biri dikkatlice incelendi ve gözden geçirildi.
Those accounts are shown to Congress they're carefully examined and studied.

Hesaplar Leviathanınızın hayatı aleyhine çalışacak şekilde dizayn edildiğini gösteriyor.
Calculations indicate that your Leviathan's design will work against her survival.