CALCULATE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• hesap
• hesaplamak
• hesapla
• hesaplayabilirim
• hesaplamam
• hesaplanıyor
• hesaplaması
• hesaplar

Calculate Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Let me calculate first.
Önce hesap yapayım.

Calculate the variables.
Değişkenleri hesaplar.

But we have to calculate the margins. Some will.
Ama sınırları hesaplamak zorundayız. Bazıları boğulacaktır.

Calculate the fastest way to… Done.
En hızlı gidilecek yol hesaplanıyor.

A few months. We will have to calculate your back payments.
Birkaç aydır. Geri ödemeleri hesaplamak durumundayız.

Done. Calculate the fastest way to.
En hızlı gidilecek yol hesaplanıyor… Bitti.

Read. Mathematics. Experiment. Electricity. Calculate. Chemistry.
Elektrik. Oku. Deney. Matematik. Kimya. Hesapla.

Calculate the fastest way to… Done.
En hızlı gidilecek yol hesaplanıyor… Bitti.

And in the right-hand corner, you don't have to calculate anything.
Ve sağ köşede, hiç birşey hesaplamak zorunda değilsiniz.

Calculate the fastest way to… Done.
Bitti. En hızlı gidilecek yol hesaplanıyor.

She can. I would have to calculate the number of factors in each set.
Yapabilirsin… çarpanını hesaplamam gerek.- Her gruptaki sayıların.

Calculate all that we owe him, and give him half.
Ona olan borcumuzu hesapla ve yarısını ver.

She can. I would have to calculate the number of factors in each set.
Çarpanını hesaplamam gerek. -Her gruptaki sayıların… Yapabilirsin.

Calculate the amounts, prepare the pay orders, and send them to Accounts.
Miktarları hesapla… ve muhasebe için ödeme emirleri hazırla.

She can. I would have to calculate the number of factors in each set.
Yapabilirsin.- Her gruptaki sayıların… çarpanını hesaplamam gerek.

Calculate the only possible maneuver to get back on the slingshot path.
Sapan yörüngesine geri dönmek için tek olası manevrayı hesapla.

She can. I would have to calculate the number of factors in each set.
Her gruptaki sayıların… çarpanını hesaplamam gerek.- Yapabilirsin.

Calculate how much power the reactor can produce while suppressed. Jay.
Reaktör baskılanmışken ne kadar güç üretebileceğini hesapla. Jay.

I would have to calculate the number of factors in each set.
Her bir setteki sayıları hesaplamak zorundayım.

Then calculate the volume of that object using the proper formula. Really.
O zaman doğru formülle o objenin hacmini hesapla. Gerçekten.

I would have to calculate the number of factors in each set.
Çarpanını hesaplamam gerek. -Her gruptaki sayıların.

Calculate the odds of you getting off this planet alive and now cut them in half.
Olasılığımızı hesapla… Bu gezegenden canlı çıkma ve ardından olasılığı ikiye böl.

Here I have to calculate, but actually, I don't like to calculate.
Burada hesaplamam lazım ama hesaplamaktan hoşlanmam.

Calculate the odds of you getting off this planet alive and now cut them in half.
Ve ardından olasılığı ikiye böl. Bu gezegenden canlı çıkma olasılığımızı hesapla.

But I now must calculate your best chances of survival.
Ama şimdi en iyi hayatta kalma ihtimalinizi hesaplamak zorundayım.

I can't calculate without order; it's my process.
Sıralı olmadan hesap yapamam, bu benim sürecim.

With them, I could probably calculate the probability of the continued survival of living matter.
Onlarla birilikte büyük ihtimalle yaşayan organizmaların hayatta kalma ihtimallerini hesaplayabilirim.

Uh, I calculate odds for a living, mostly for insurance companies.
Ah, ben bir yaşam için oran hesaplamak, çoğunlukla sigorta şirketleri için.

Really. Then calculate the volume of that object using the proper formula.
O zaman doğru formülle o objenin hacmini hesapla. Gerçekten.

You're out. Calculate the hourly interest you're accruing Sit back, relax.
Dışardasın. Arkanıza yaslanın, rahatlayın… tahakkuk eden saatlik faizi hesaplamak.