YÜKSEK ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• high
• supreme
• highly
• loud
• tall
• maximum
• elevated
• higher
• highest
• tallest
• louder
• taller
• highs
• loudest

Yüksek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Yüksek ve alçak.
Highs and lows.

Everestten bile daha yüksek.
Taller even than Everest.

Daha yüksek söyler misin?
Say that a bit louder.

Aman Tanrım. Duyduğum en yüksek ses.
Oh, my God, loudest sound ever.

Yaşam yüksek ve alçaktır.
Life has highs and lows.

Bayan Seymoure, müziğin sesi çok mu yüksek?
Mrs. Seymoure, is the music too loud for you?

Çok yüksek ve çok alçak noktalar.
Great highs and lows.

Evet, çığlık at biraz yüksek daha fazla puan almak için.
Yeah, scream a bit louder for more points.

Daha yüksek için bir. Yanıtla için iki.
One for louder, two for answer.

O ses, dünyadaki en güçlü ve yüksek ses.
That noise is the fiercest and the loudest sound on earth.

Daha yüksek bağırmalısın, Vanya.
You have to yell louder, Vanya.

Kendimize ayrilmis köseler Karanlik bir klüp… Yüksek müzik.
A dark club, loud music, a corner to ourselves.

Yüksek 51lerle güneşli gökyüzleri.
It's sunny skies with the highs being 51.

Kendimize ayrilmis köseler Karanlik bir klüp… Yüksek müzik.
A corner to ourselves. A dark club, loud music.

Yüksek bilekli mi istersin düşük bilekli mi?
You want the highs or the lows?

Sadece sesi daha yüksek. Deniz kabuğun bize.
Only louder. Your shell always made us feel like going to the ocean.

Bir ses… hâlâ duyulmak üzere çığlık atıyor, yüksek ve güçlü.
A voice still cries out to be heard, loud and strong.

Babam sürekli'' Daha yüksek çal ki babacığın duysun seni!
Play louder, so Daddy can hear you. Daddy's always yelling!

Bir ses… hâlâ duyulmak üzere çığlık atıyor, yüksek ve güçlü.
Still cries out to be heard, loud and strong.- A voice.

Clifford Clavinin sesi yüksek ve açık olarak duyulacak.
The voice of Clifford clavin is gonna be heard loud and clear.

Yüksek müzik, uyuşturucu ve alkolden oluşan yasadışı dans partisi.
It's an illegal dance party with loud music, drugs, alcohol.

Büyük bir kalbin olduğu kadar sesin de yüksek Ketill Flatnose.
You have a big heart and a loud voice, Ketill Flatnose.

Yüksek güvenlikli bir hapishanede çıkmış bir isyan neye benzer biliyor musun?
You know what a riot in a maximum security prison looks like?

Gerçek ölçülerimde… ondan daha yüksek değilim. Düşünebiliyor musun!
You would see I'm no taller than this. If you could see my real height!

Ondan daha yüksek değilim. Düşünebiliyor musun! Gerçek ölçülerimde.
You would see I'm no taller than this. If you could see my real height.

Şövalye yaklaştığında kulenin sandığından da yüksek olduğunu gördü.
As the knight got closer,"he saw the tower was even taller than he thought.

Parası olan en yüksek sesi alır, görsel ve zihisel çevreye hükmeder.
Whoever has the most money gets the loudest voice, dominating the visual and mental environment.

Gerçek ölçülerimde… Düşünebiliyor musun! ondan daha yüksek değilim.
If you could see my real height, you will see I'm not much taller than this.

Yüksek güvenlikli cezaevlerindeki gardiyanların darağacında görev yaptığını biliyor muydunuz?
Were you aware that the warders at maximum security prison performed gallows duties?

Yüksek güvenlikli hapishanedeki adamlar onu Shirley Pimple gibi giyindirmeye bayılırlar eminim.
I'm sure the boys in maximum security would love to dress him up as Shirley Pimple.