AĞLAMIŞTI ne Demek Yunan - Yunan Çeviri

Ağlamıştı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Ve ağlamıştı.
Και εκλαψε.
Tüm gün ağlamıştı.
Εκλαιγε όλη μέρα.
Ağlamıştı ve gülmüştü.
Εκείνη έκλαιγε και γελούσε.
Çok ağlamıştı.
Εκλαιγε πολύ.
Melissa tüm sabah ağlamıştı.
Η Μελίσα έκλαιγε όλη μέρα.
İsa neden ağlamıştı, biliyor musunuz?
Ξέρετε γιατί έκλαψε ο Ιησούς;?
İşte İsa bu yüzden ağlamıştı.
Γι' αυτό έκλαψε ο Ιησούς.
Belma ağlamıştı, ben ise ne düşüneceğimi bilemiyordum.
Η Ρένα έκλαιγε, εγώ δεν ήξερα τι να κάνω.
Annem çok ağlamıştı.
Η μητέρα έκλαψε.
O küçük kız, ne kadar çok ağlamıştı.
Εκείνο το κοριτσάκι, έκλαιγε τόσο πικρά.
Bir keresinde ağlamıştı.
Μια φορά, έκλαψε.
Carly aylar boyunca öldüğünü sandığı için ağlamıştı.
Η Κάρλι έκλαιγε για μήνες επειδή πίστευε πως είχες σκοτωθεί.
İsa neden ağlamıştı?
Γιατί έκλαψε ο Ιησούς;?
Kızım devam filminde başkasının oynayacağını duyunca ağlamıştı.
Η κόρη μου έκλαψε όταν σε αντικατέστησαν στο σίκουελ.
Ben giderken Rosa ağlamıştı.
Οταν εφυγα, η Rosa, εκλαιγε.
Kayıp bir kediyi kızlar odasında barındıramadığımızda ağlamıştı.
Όταν δεν μπορούσε να κρατήσειένα γατάκι στα δωμάτια των κοριτσιών, έκλαιγε.
En son ne zaman ağlamıştı?
Πότε ήταν η τελευταία φορά που έκλαψε;?
İskender ele geçirecek ülke kalmadığını öğrenince ağlamıştı.
Ο Αλέξανδρος έκλαψε όταν αντιλήφθηκε ότι δεν υπάρχουν άλλοι κόσμοι να κατακτήσει.
Olaydan sonra üç gece ağlamıştı.
Τρεις μέρες έκλαιγε μετά.
Uzun zaman önce, elimi sıkmış ve ağlamıştı.''.
Εσφιξε το χερι μου για πολυ ωρα"και εκλαψε.".
Çocuk bütün gece ağlamıştı.
Το παιδί μου έκλαιγε όλη τη νύχτα.
Onu anayolda bıraktıktan sonra eve dönene kadar ağlamıştı.
Αφού την άφησες στην εθνική, έκλαιγε σε όλο τον δρόμο της επιστροφής.
Bir keresinde sayı yapamayınca ağlamıştı.
Μια φορά δε σκόραρε κι έκλαιγε.
Ama hepsinden fazla, kendisi için ağlamıştı.
Μα πιο πολύ, έκλαψε για σένα.
Sarı bilekliğe bakıp sürekli ağlamıştı.
Κοιτούσε το κίτρινο βραχιόλι κι έκλαιγε.
Hitler bu malzeme odasında oturup ağlamıştı.
Ο Χίτλερ κάθισε στην αποθήκη και έκλαψε.
Son konuştuğunda ofisimde bir saat ağlamıştı.
Τελευταία φορά που του μίλησες έκλαιγε 1 ώρα.
Öleceksin diye annen sabaha kadar ağlamıştı.
Η μητέρα σου έκλαιγε όλη την νύχτα, νόμιζε πως θα πέθαινες.
Servando'' Stand and Deliver'' filmini ilk gördüğü zaman ağlamıştı.
Ο Σερβάντο έκλαψε την πρώτη φορά όταν είδε το'Stand and Deliver.'".
Bir kere, Sam En Değerli Oyuncu seçilmişti,ve annem ağlamıştı.
Κάποτε, όταν ο Sam ανακηρύχθηκε ως ο πιο σημαντικός παίκτης,η μητέρα μου έκλαιγε.
Sonuçlar: 54, Zaman: 0.0358

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan