Bir kehanet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir kehanet.
Kötü bir kehanet.
Bu bir kehanet değil ki!
Kötü bir kehanet.
Bir kehanet olduğunu söylüyorlar.
Sence bu bir kehanet mi?
Bir kehanet gerçekleşmiş gibi…!
Çünkü bir kehanet var.
Bu Persliler için kötü bir kehanet.
Ama bir kehanet var.
Bu hala kötü bir kehanet mi?
Troy, bir kehanet var.
Hangi kitaptan bir kehanet?
Kötü bir kehanet hissediyorum.
Bu ay festivali için iyi bir kehanet.
Bir Kehanet için ne kadar da sıradan görünüyor.
Medyum Maradan bir kehanet daha.
Genç, canlı balık için mutlu aşk bir kehanet.
Midlandsa bin yıllık bir kehanet yüzünden gittim.
Yaratıcının şahsen gönderdiği yeni bir kehanet var.
Bu bir kehanet ve Shanshuda sözü edilen sen değilsin, Spike.
Böylece inanç, kendini gerçekleştiren bir kehanet olur.
Bana bu çocuğun bir kehanet olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Grafik desenler kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet vardır.
Böyle bir kehanet için başka türlü bir fala bakmam gerekecek.
Darkseidin geri döneceği ile ilgili avcının yazdığı bir kehanet.
Her bir kehanet senin en ufak katkın olmadan gerçekleşiyor.
Yaratıcının, Arayıcıyla ilgili yeni bir kehanet gönderdiğini sana söylemek için.
Böbürlenmeyi pek sevmem ama son zamanlarda iyi bir kehanet okudunuz mu?
Montezuma bu kuyruklu yıldızı bir kehanet olarak değerlendirdi, kendi çöküşünün işareti.