Bir rozet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir rozet.
Bana ver. O bir rozet.
Bir rozet al.
Babamınki gibi bir rozet mi?
Bu bir rozet.
Combinations with other parts of speech
Bu da başkan yardımcısının ofisine ait bir rozet.
Bana bir rozet ver.
Ardında bıraktığı tek ipucu tuhaf,kan lekeli sarı bir rozet.
Sana bir rozet vereceğim.
İşte, bu nedenle masamda bir rozet duruyor, Cooper.
Bir rozet ihtiyacım yok.
Kâsende bir rozet var.
Bir rozet bile görsem, öldürürüm onu.
Çok güzel bir rozet efendim.
Ben bir rozet almak istiyorum.
Etli yapraklar bir rozet oluşturur.
Öyle bir rozet numarası olmadığını söylediler.
Bugünün saygısızlığı, bu hükümet için utanç verici bir rozet.
Herkes bir rozet ve silah alsın.
T-shirt, kravat, bir silah ve bir rozet ile değiştir.
Herkes bir rozet ve bir silah alsın.
Bir rozet oluşturur veya sergilerseniz kalifikasyonunuz iptal edilebilir.
Eskiz defterin bir rozet olarak sayılmaz.
Biz bir rozet takarız, o rozeti takmanın bedelini alırız.
Maalesef bir rozet de isteyecek.
Ne zaman bir rozet görsem, birilerini yaralamak isterim.
Fotoğraftaki adam bir rozet ya da üniforma giymiyor.
Sana bir rozet vereceğiz, ve kasabadan tüm adamları.
Bu gerçek bir rozet olamaz, değil mi? Anlamadım.
Yani, bir rozet, bir silah seni kusursuz kılmıyor.