Dokunmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dokunmaya cesaret edemiyorsun.
Bir şeylere dokunmaya korkuyorum.
Dokunmaya tahammül edemediğin kadın mı?
Onlar bizi dokunmaya duyarlı yapar.
Kimse cesaret edemez bu suya dokunmaya.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Kadehe dokunmaya çalışın.
Ardından öpüşmeye ve birbirimize dokunmaya başladık.
Dikkat Dokunmaya Duyarlı Zemin.
Beni çok korkutmuştu, bir daha kapıya dokunmaya cesaret edemedim.
Kızıma dokunmaya nasıl cüret edersin?
Gördünüz, benim sadece görme duyusuna odaklanıyor, ve biraz da dokunmaya.
Her hangi bir şeye dokunmaya korkuyorum.
Karıma dokunmaya nasıl cesaret edersin!
Kişisel bilgilerime dokunmaya hakkın yok.
Dokunmaya karşı hassasiyet ve ağrı oluşması.
Benim alete dokunmaya çalışmıştın?
Şimdi seyircilerimizi gelip Hotanto Venüsüne dokunmaya davet ediyoruz.
Niye maymunlara dokunmaya cesaret edemiyor.
Yüzüme dokunmaya başladı… Gözlerimi ne kadar beğendiğini söyledi.
Birine onu incitmeden dokunmaya ihtiyacım vardı.
Kimseyi ayaklarıma dokunmaya zorlamıyorum Bay Aryan. Saygıdan yapıyorlar bunu.
Veya daha ağır, daha dolgun ya da dokunmaya karşı hassaslaşabilirler.
Birinin bedenine dokunmaya başlayınca diğer her şey kayboluyor.
Ve her kim benim güzelim ayaklarıma dokunmaya cüret ederse ülkemden sürülecek.
Kardeşim Liuya dokunmaya kim cüret edebilir!
Karanlıklar Lorduna dokunmaya nasıl cüret edersin?
Seni züppe, karıma dokunmaya nasıl cüret edersin!
Ayak parmaklarıma dokunmaya çalıştığımı görmüyor musun?
En önemlilerini kimsenin dokunmaya cesaret edemeyeceği bir yerde saklardım.