Ona dokunmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ona dokunmaya çalıştım.
Diğer herkes, ona dokunmaya hazırlanın.
Ona dokunmaya cüret etme.
İntrakranyal basınç--- Ona dokunmaya hakkın yoktu.
Eğer ona dokunmaya cüret edersen.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Eğer Marlenaya bir şey olsaydı,… biri onu incitseydi,… ya da ona dokunmaya kalksaydı.
Ama ona dokunmaya gelince--.
Muazzam bir köpek yavrusu, büyük yuvarlak gözleri ile ona cılız aşağı bakıyor,ve bir pençe dışarı uzanan, ona dokunmaya çalışıyor.
Ona dokunmaya kıyabilir misin?
Komik, ve Rachel ona dokunmaya devam ediyor.
Ona dokunmaya cesaret edemiyordum.
Herkes biliyor ama kimse ona dokunmaya cesaret edemiyor!
Ona dokunmaya hakkınız yok!
Yasakladığım halde ona dokunmaya nasıl cüret edersin.
Ona dokunmaya hakkınız yok!
Herkes biliyor ama kimse ona dokunmaya cesaret edemiyor!
Ona dokunmaya kalkarsan Johnny.
Şunu anlamanız lazım babasının, beyaz aslan hakkındaki hikâyeleriyle büyüyengenç adam için bu kutsal bir yaratıktı, ve ona dokunmaya cüret edemezdi.
Zenciler ona dokunmaya korkuyorlar.
Ona dokunmaya hakkın yoktu.
Ve eğer nefes ona dokunmaya devam ederse, eli durdurmak güçtür.
Ona dokunmaya cüret edenler hastalanıp ölüyordu.
Fakat mesele şu ki, ona dokunmaya korktuğumuz bir dönemden çıkıyoruz.
Ona dokunmaya başladım ve onun içine girdim.
Ama ona dokunmaya yaklaşamadım bile.
Ona dokunmaya kalkan olursa kafasına bir kurşun deliği açarım,!
Annesi ona dokunmaya davranınca geri çekildi.
Ben ona dokunmaya çalışmadım ve çıkardığım'' ıh'' sesi başka bir şey hakkındaydı.
Büyükbaba, ona dokunmaya çalıştım, ve sanki darbe aldım, ama hiç acı yoktu.
Ona dokunmak, onu öpmek için.