Köydeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Köydeki herkes hem de.
Kendisi ise köydeki evde yaşayacaktır.
Köydeki arkadaşlar için.
Şimdi hepiniz köydeki yerlerinize geçin.
Köydeki konuşmaları da duymuyor musun?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
küçük bir köybütün köytüm köyher köydeküçük köyeski köygüzel bir köyyoksul köylülerinhangi köyaynı köyden
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
tatil köyleriköyün adı
köy halkı
bizim köyünköyün ismi
köyün sınırları
köyün nüfusu
köyün dışında
köy hayatı
senin köyün
Daha
Harika Mediterrian köydeki yemekler kişileri çekerken Grandenin!
Köydeki ailemin yanına gideriz.
Hamile olduğunu biliyordun, köydeki ihtiyarlara mektup yazarak anlattın!
Köydeki ev hâlâ annesinin düzenlediği gibi dururdu.
Çocuklar, Bn. Greythorne köydeki herkesi malikânesinde kalmaya davet etti.
Köydeki tüm erkekler gözaltına alındı.
Bu dedektif, Brükselden gelmişti ve köydeki bir cinayeti araştırıyordu.
Perili Köydeki çocuklara ne oldu?
Köydeki kadınları kurtarmak çok onurlu bir görev.
Şimdi adamlarınızı ve köydeki herkesi ana kapının önünde sıraya dizin!
Köydeki açgözlülerden, diğer erkeklerden ve papazdan.
Halk yürürken şiirler söyleyerek köydeki bütün evlere uğrayıp hediyeler alırlar.
Senin köydeki evinde olduğumu hatırlıyorum.
Köydeki yarı ölülerden biri ilk dirilen olmalı.
O da: Şu köydeki kardeşime gidiyorum. dedi.
Köydeki herkes size borçlu. Bu hoşlarına gitmese bile.
Bir müddet köydeki okula gitmiş, ancak sonra bırakmış.
O köydeki herkesi Başkan Yardımcısının öldürdüğünü mü söylüyorsun?
Babası mektupta köydeki herkesten akrabalarından haberler verdikten.
Köydeki tüm yaşlıları yakaladık ve ne bulduğumuza inanamadık.
Polisi aradım… Perili Köydeki çocukların yetimhaneye sevk edildiğini söylediler.
Sizi köydeki Nazi askerleri sandım.
Ve şimdi, köydeki en güzel çiçeğe verilecek Grantham Kupası.
Adam;“ Şu köydeki kardeşimi ziyarete gidiyorum”, dedi.
Adam:“ Şu köydeki kardeşimi ziyaret etmek istiyorum?” dedi.