Nehirdeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Nehirdeki kız Jack.
Hayal meyaldir nehirdeki tüm ışıklar.
Nehirdeki her bir taşı.
Düştüğünde kafasını nehirdeki bir kayaya çarptı.
Ve nehirdeki ahmağı.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Fiillerle kullanım
Süvarilerden kaçmak için, Sarı Nehirdeki iskeleye gitmeye karar verdiler.
Ve nehirdeki trajediler.
Çocuklar, benim yaşımda bir erkek böyle bir itiraf yapmaktan nefret eder,ancak nehirdeki yazlık evimde oturan bir Bayan Phinlay var.
Nehirdeki en güzel ev.
Küçük Tim her zaman nehirdeki ördekleri seyretmeyi sevmiştir.
Nehirdeki en hızlı teknedir.
Tepkilerinize bakarsak nehirdeki son birkaç saniyeniz pek de rahat değilmiş.
Nehirdeki dönemeçleri tek tek saydım.
Kimyasal madde üreticileri, nehirdeki kirlilikten üçte bir oranında sorumlu.
Nehirdeki kayalar yüzünden çok fazla hasar var.
Benimle nehirdeki parka gel.
Nehirdeki ölünün Simeon olduğunu zannettin.
Haritada nehirdeki çatallanmayı görmedin mi?
Nehirdeki ölü beden, banyoda başka bir tanesi.
Ama nehirdeki en iyi ev, değil mi?
Nehirdeki savunmamız onları engelleyecektir, efendim!
Evet, Nehirdeki bir kayıkhaneye sakladım.
Nehirdeki bütün kayaları ve su akışını biliyorlar.
Çocuk nehirdeki o günle ilgili bir şeyler biliyor.
Nehirdeki taş yığınları gibi kala kaldık.
Şimdi, Bayan Beecher, Nehirdeki saldırıdan ve biz orada mevzilendikten sonra O gece ne olduğunu bize anlatırmısınız?
Nehirdeki sandallar Çin fenerleriyle aydınlanıyor.
Nehirdeki geçim kaynağını kaybettikten kısa bir süre sonra baban öldü.
Nehirdeki sandal üzerinde gösteri yaptığınız bir sahne gibiydi.
Nehirdeki her hangi bir noktadaki önemli bir olayı ortaya çıkarır yeni bir kol oluşturursun, zaman akmaya devam eder ancak farklı bir yolu takip ederek.