Onu korkutmuş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Onu korkutmuş.
Bir şey onu korkutmuş.
Onu korkutmuş.
Bir şey onu korkutmuş.
Onu korkutmuş, Steve.
İnsanlar da tercüme ediyor
Bir şey onu korkutmuş.
Onu korkutmuş olmalıyım.
Bir şey onu korkutmuş olmalı.
Onu korkutmuş olmalısın.
Bir şey onu korkutmuş olmalı.
Onu korkutmuş olmalıyım.
Aslında, Karen onu korkutmuş olmalı.
Onu korkutmuş olmalıyız.
Sanırım bir şey onu korkutmuş.
Şey onu korkutmuş.
Belli ki ziyaretimiz onu korkutmuş.
Biri onu korkutmuş.
Evet, duyduğuma göre duş onu korkutmuş.
Alma onu korkutmuş olmalı.
Patlama onu korkutmuş olabilir.
Üzgünüm, John, onu korkutmuş olmalısın.
Kavga onu korkutmuş olmalı o da kaçıp gitmiş.
Bir şey onu korkutmuş, o da kaçmış.
Devriye onu korkutmuş ve çocuk kaçmış.
Bir şey onu korkutmuş ve kendi sistemini kapatmış.
Bizim aşk çocuğu onu korkuttuğundan beri gelmiyor.
Sanırım bir şey onu korkuttu çünkü benimle görüşmuyor ve konuşmuyordu.
Ve onu korkuttu.
Bence o da her şeyi biliyordu ve bu onu korkuttu.