Korkutmuş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Onu korkutmuş.
Bir şey onu korkutmuş.
Onu korkutmuş, Steve.
Onu çok korkutmuş.
Seni korkutmuş gibi görünüyor.
Combinations with other parts of speech
Şey onu korkutmuş.
Evet, duyduğuma göre duş onu korkutmuş.
Maryyi korkutmuş.
Birşey onları fena korkutmuş.
Patlama onu korkutmuş olabilir.
Bir şey onu gerçekten çok korkutmuş.
Biri onu korkutmuş.
Seni korkutmuş olmam lazım, genç ve güzelsin.
Bir şey onu korkutmuş.
Bir şey onu korkutmuş ve kendi sistemini kapatmış.
Bir şey onu korkutmuş.
Babam bir eve zorla girmiş ve küçük bir kızı korkutmuş.
Bir şey onları korkutmuş olmalı.
Orada yaşlı adamın teki kardeşimi korkutmuş.
Seni bir şey korkutmuş olmalı.
Geçen seferki seansta ne öğrendilerse onları korkutmuş olmalı.
Bir şey onu korkutmuş olmalı.
Adamın biri kardeşimi korkutmuş.
Bir şey onu korkutmuş, o da kaçmış.
Kuşlar onları korkutmuş.
Bu onları korkutmuş olmalıdır, tıpkı bugün hayvanları ve insanları.
Belli ki ziyaretimiz onu korkutmuş.
Becker Isidroyu korkutmuş gibi görünüyor.
Galiba Bruceun köpek dişleri hala süt dişleriymiş vebu Sheilayı korkutmuş.
Görüntüler onu çok korkutmuş, ama nedenini bilmiyor.