Korkutmuştu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Korkutmuştu beni.
Beni korkutmuştu.
Tımarhane beni korkutmuştu.
Adam beni korkutmuştu, ben de acele ettim.
Kendi kendini korkutmuştu.
Combinations with other parts of speech
Dışarıdaki tüm bağrışmalar beni korkutmuştu.
Beni çok korkutmuştu ve.
Gözlerindeki o bakış beni korkutmuştu.
Bu beni korkutmuştu.
Bir traktör, köpekleri korkutmuştu.
Anlattıkları beni korkutmuştu. Kendimi kötü bir öğrenci sanıyordum.
Evet, beni de epey korkutmuştu.
Geçen sene ondan ayrılmaya çalışmıştım, ve beni çok korkutmuştu.
O beni çok korkutmuştu.
Florence Junctionda küçük bir kızken beni korkutmuştu.
Onu daha da korkutmuştu.
Çenesini kapalı tutması için onu korkutmuştu.
Orada ne sikim olduysa onları korkutmuştu daha çok bundan endişeliyim.
Köpeğin ani hareketi onu korkutmuştu.
Onu gerçekten korkutmuştu.
İlk zamanlar sahnede tek kişi olma düşüncesi beni korkutmuştu.
Emin beni, adamım korkutmuştu.
Biliyor musun Jack, eşini hatırlıyorum beni bayağı korkutmuştu.
Ve bir şey Birisi Onu korkutmuştu.
Gözlerindeki o bakış, beni çok korkutmuştu.
Beni zaten tehditleriyle korkutmuştu.
Hatırlıyor musun, bu pazar bizi ne kadar da korkutmuştu?
Yani başta bu beni biraz korkutmuştu.
Onu bazı şeyler bir süreliğine korkutmuştu.
Ama bu karanlık beni çok korkutmuştu.