Korkutmuştu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sessizliğin beni korkutmuştu.
Beni çok korkutmuştu, bir daha kapıya dokunmaya cesaret edemedim.
Bir bağırış onu korkutmuştu.
Herhalde annen korkutmuştu seni.”.
Ama aldıkları tepki onları korkutmuştu.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
seni korkutmakbeni korkuttuseni korkutmak istemedim
kimseyi korkutmakinsanları korkutmakbizi çok korkuttun
Daha
Fiillerle kullanım
Beni uzun bir süre korkutmuştu.
Jacobın büyük büyük babasının adı beni korkutmuştu.
Ngoktonun sözleri beni korkutmuştu.
Kıpçaklarla komşuluk, önceleri Romalıları çok korkutmuştu.
O kıllı üçgeniyle Oskarı korkutmuştu Maria.
Belki kanser kokusu alan kediler gibi huzur evlerinde takılmana sebep olan… yaşlı takıntın sonunda Blainei korkutmuştu.
Anthonyyi alması beni çok korkutmuştu.
Onu daha önce hiç böyle görmemişti, bu onu biraz korkutmuştu.
O sırada bu fikir beni çok korkutmuştu.
Ben Malcolmu televizyonda ilk gördüğümde,beni de korkutmuştu.
Açık camdan gelen esinti beni korkutmuştu.
Ekibin en genç üyesi olmak beni biraz korkutmuştu.
Duruşma için mahkemeye gitmek beni çok korkutmuştu.
Kitaplarda psikoz ya da şizofreni yaz yordu ve bu beni çok korkutmuştu.
Evet. Hastaneden ayrılıp da buraya taşındığımda… listemi hastalarla doldurmanın yıllar… sürecek olması beni korkutmuştu ki zaten kuşatma altındaydım.
Beni korkutmak istedi sadece.
Onu korkutmak istemiyorum.
Onu korkutmak istemedim.
Beni korkutmaya yeltenme bile Leydi Stark.
Onları korkutmak istemiyorum Molly.
Seni korkutmak istemem ama ev teftiş ekiplerimiz biraz ilgisiz.
Seni korkutmak istemedim.
Niye onları korkutmaya çalışıyorsunuz?
Kimseyi korkutmaya niyetim yoktu.
Satın almak, korkutmak, anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir.