Saklamak zorunda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Saklamak zorunda değilsin.
Anahtarı saklamak zorunda kaldık.
Saklamak zorunda değilsin Viliant.
Daima gerçeği saklamak zorunda kalıyorum.
Biz onların öldürdüğünü düşünüyoruz ve prototipi çabuk bir şekilde, saklamak zorunda kaldılar.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
bir şeyler saklıyorsaklamak zorunda
benden sakladınsaklama koşulları
saklama alanı
sakladığı yeri
gerçeği saklamakbirşeyler saklıyorveri saklamasenden sakladığım
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Mel, saklamak zorunda değilsin.
Kim olduğunu benden saklamak zorunda değildi.
Bessten saklamak zorunda olduğum pek çok vardı.
Bu sırları sonsuza dek saklamak zorunda değilsin.
Benden saklamak zorunda değilsin.
Nellyyi 43 kışında saklamak zorunda kaldım.
Benden saklamak zorunda değilsin.
Neden çünkü süper güçlerini saklamak zorunda olduğun için mi?
O şekilde saklamak zorunda kaldığım için üzgünüm.
Çok saçma, suç işliyormuşum gibi saklamak zorunda kalıyorum.
Bunu benden saklamak zorunda değilsin.
Artık birlikte olduğumuz gerçeğini saklamak zorunda değiliz.
Artık sır saklamak zorunda değilsin.
Bir sonraki kurbanın için servis paketini saklamak zorunda kalacaksın.
Hazineyi bu odada saklamak zorunda olsaydın nereye koyardın?
Bak, Justin, geri gitmekten korktuğunu saklamak zorunda değilsin.
Ancak Mannyi saklamak zorunda kaldılar çünkü soru işaretleri artacaktı.
Tatlım bir şey saklamak Zorunda değilsin.
Ben ne zaman ereksiyon olsam saklamak zorunda kalırken onların böyle teşhir edebilmeleri haksızlık.
Bazen gerçeği saklamak zorunda kalırız.
Kim olduğunu saklamak zorunda değilsin.
Burada kim olduğumu saklamak zorunda olmamayı seviyorum.
Burası gerçek kimliğimizi saklamak zorunda olmadığımız bir yer.
Ve benliğinin yarısını saklamak zorunda olduğun bir yerde yaşamanın ne olduğunu.
Belki de asıl duygularınızı hiç saklamak zorunda kalmadığınız içindir Bay Chambers.