Saklanmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Saklanmayı bırak.
Üstelik artık saklanmayı da öğrendi.
Saklanmayı hiç beceremiyor.
Bir yaşındakiler saklanmayı öğrenirler.
Saklanmayı bırak, IORI.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Bir yaşındaki çocuklar saklanmayı öğrenir.
Belki saklanmayı başarmıştır.
Benden daha akıllıdır. Saklanmayı iyi bilir.
Doğa, saklanmayı sever.”.
Eğer kalktıysa, korkmuştur ve saklanmayı denemiştir.
Nikita saklanmayı bırakmış.
Bu yüzlerin arkasına saklanmayı kes, Lexi!
Saklanmayı da iyi bilir.
Bazen eve geldiğimde saklanmayı düşünüyorum.
Saklanmayı bilen biri varsa odur.
Benden daha zekidir. Saklanmayı iyi bilir.
Saklanmayı bırak, hemen buraya gel!
Düşüncelerimde saklanmayı bırak ve dışarı çık.
Saklanmayı bırak da gelip yeni bir arkadaşla tanış.
Galiba biri burada saklanmayı âdet haline getirmiş.
Saklanmayı bırakmaya hazır olduğun zaman beni görmeye gel.
Politikacılar onun arkasına saklanmayı yeğliyorlardı.
Üstelik Dandan saklanmayı bıraktığını söylediğini sanıyordum.
Onlara sinmeyi ve gölgelerde saklanmayı öğretiyorsun.
Belli ki saklanmayı çok seviyor.
Ama o hiç oralı bile olmadı, hasırın altına saklanmayı tercih etti.
Bu kediler saklanmayı çok iyi biliyor!
Bakterilerin parmaklarımız arasında ve tırnak altında saklanmayı sevdiklerinden bahsedin!
Styles, kadının eteğinin altında saklanmayı bırak da adamlara yardım et!
Öldünüz demektir. Eğer mümkünse, en iyi hamle, saklanmayı imkansız kılmaktır.