Sormak zorundayım Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Sormak zorundayım.
Şimdi sormak zorundayım.
Sormak zorundayım.
Οφείλω να ρωτήσω.
Pekâlâ sormak zorundayım.
Εντάξει. Έπρεπε να ρωτήσω.
Sormak zorundayım.
Πρέπει να σας ρωτήσω κάτι.
Sanırım, sormak zorundayım:.
Sormak zorundayım. Karın yüzünden mi?
Πρέπει να σε ρωτήσω όμως… ήταν η γυναίκα σου;?
Gitmeden önce sormak zorundayım.
Πριν φύγουμε πρέπει να σε ρωτήσω.
Sormak zorundayım, çünkü Rosedan bahsediyoruz.
Έπρεπε να ρωτήσω, γιατί είναι η Ρόουζ.
Patronuma sormak zorundayım, Alex.
Πρέπει να ρωτήσω το αφεντικό μου, Άλεξ.
Sormak zorundayım… Bunları nereden buldun?
Πρέπει να σε ρωτήσω, πού τις βρήκες αυτές;?
Huck, bu kızı sevdiğini bilsem de sormak zorundayım.
Μήνες. Ξέρω πως την αγαπάς, μα πρέπει να ρωτήσω.
Seth, sormak zorundayım.
Σεθ, πρέπει να ρωτήσω.
O zaman kafalarının nerede olduğunu sormak zorundayım.
Τότε πρέπει να ρωτήσω, που είναι τα κεφάλια τους;
Bak, sormak zorundayım.
Κοίτα, έπρεπε να ρωτήσω.
Biliyorum beni ilgilendirmez ama bir şey sormak zorundayım.
Ξέρω ότι δεν είναι δουλειά μου, αλλά πρέπει να ρωτήσω.
Ama sormak zorundayım.
Αλλά πρέπει να σε ρωτήσω.
Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum ama, sormak zorundayım.
Ξέρεις, μάλλον δεν με αφορά, αλλά πρέπει να ρωτήσω.
Bu durumda sormak zorundayım kızınız ne kullanıyor?
Γι'αυτό πρέπει να ρωτήσω, τι έπαιρνε η κόρη σας;?
Neden her zaman teorinin ne olduğunu sormak zorundayım, Shawn?
Γιατί πρέπει να ρωτάω πάντα εγώ ποιά είναι η καταραμένη η θεωρία, Σον;?
Sormak zorundayım, Richard, o morluk nasıl oluştu?
Πρέπει να σε ρωτήσω, Ρίτσαρντ, πώς έκανες αυτό το χτύπημα;?
Çocukluğunuzdan beri nöbet geçirmediğiniz için, sormak zorundayım--.
Αφού δεν είχες καμία κρίση από τότε που ήσουν παιδί, πρέπει να ρωτήσω.
Sormak zorundayım, neden paraya ihtiyacın var?
Νοιώθω υποχρεωμένος να ξαναρωτήσω, γιατί χρειάζεσαι τα χρήματα;?
Bu kadar dobra olduğum için beni affet Thelonious ama neden döndüğünü sormak zorundayım.
Συγχώρα με που είμαι ντόμπρος, Θελόνιους, αλλά πρέπει να σε ρωτήσω γιατί επέστρεψες.
Şunu sormak zorundayım. Sizler hastaları öldürmek için mi eğitim aldınız?
Αναγκάζομαι να ρωτήσω, είστε εκπαιδευμένοι δολοφόνοι;?
Kıskançça gelmesi riskine rağmen, sormak zorundayım. Elektrik çarpması olduğunu nasıl anladın?
Ρισκάροντας να φανώ λίγο ζηλιάρης, πρέπει να ρωτήσω πως ανακάλυψες την ηλεκτροπληξία;?
Sormak zorundayım, bize anlatmadığınız bir şeyler var mı Bayan Winship?
Πρέπει να ρωτήσω, υπάρχει κάτι που δεν μας λέτε, κα. Γουίνσιπ;?
Bu yüzden sormak zorundayım, Tanrı size James Suttonı öldürmenizi söyledi mi?
Άρα πρέπει να ρωτήσω, σου ζήτησε ο Θεός να σκοτώσεις τον Τζέιμς Σάτον;?
Sormak zorundayım beyefendi, neden sadece bu fiş vardı burada?
Πρέπει να σας ρωτήσω κύριε, γιατί είναι η μόνη απόδειξη που έχετε εδώ μέσα;?
Sormak zorundayım baba gerçekten sadece benimle zaman geçirmek için mi geldin?
Πρέπει να ρωτήσω, ειλικρινά ήρθες στην πόλη μόνο για να περάσεις χρόνο μαζί μου?
Sonuçlar: 86, Zaman: 0.0249

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan