BUNU SORMAK ZORUNDAYIM ne Demek Yunan - Yunan Çeviri

Bunu sormak zorundayım Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bunu sormak zorundayım.
Bayan Seger, bunu sormak zorundayım.
Δις Σίγκερ, πρέπει να σας ρωτήσω.
Bunu sormak zorundayım, bir ceset sipariş ettiniz mi?
Πρέπει να σας ρωτήσουμε: παραγγείλατε ένα νεκρό πτώμα;?
Başsavcı Rosen, bunu sormak zorundayım.
Γενικέ Εισαγγελέα Ρόζεν, πρέπει να σας ρωτήσω.
Ve bize doğruyu söylediğini düşünüyorum ama bunu sormak zorundayım.
Πιστεύω ότι μας λες την αλήθεια, αλλά, πρέπει να ρωτήσω.
Gaby. Bunu sormak zorundayım.
Γκάμπι, πρέπει να το ρωτήσω.
Dinle, bu beni ilgilendirmez ama… iki kız babası olarak bunu sormak zorundayım.
Κου, δεν είναι δουλειά μου, αλλά ως πατέρας 2 κοριτσιών, πρέπει να ρωτήσω.
Bree, bunu sormak zorundayım.
Bay Finney bunu sormak zorundayım.
Κύριε Φίνεϊ, υπάρχει μία ερώτηση που πρέπει να κάνουμε.
Bunu sormak zorundayım, bayım. Eşinizin ruhsal bir hastalığı var mıydı?
Πρέπει να ρωτήσω κύριε, αν η γυναίκα σας είχε ιστορικό ψυχικής νόσου;?
Üzgünüm, bunu sormak zorundayımBu o sopa mı?
Συγγνώμη, πρέπει να ρωτήσω, αυτό είναι Το ρόπαλο;?
Bunu sormak zorundayım her zaman, sadece bildiğin şeyleri yazdığına göre bunun olayı nedir?
Πρέπει να ρωτήσω. Αφου και πάντα γραφεις ακριβώς αυτό που ξέρεις. Τι διάολο παίζει?
Bayan Hoke, size bunu sormak zorundayım, ayın 14ünde neredeydiniz?
Κυρία Χόουκ πρέπει να ρωτήσω που ήσασταν στις 14;?
Sana bunu sormak zorundayım.
Το ξέρεις πως πρέπει να ρωτήσω.
Üzgünüm ama bunu sormak zorundayım. Lukeun böbreğinin katil tarafından alındığına inanıyoruz.
Λυπάμαι που πρέπει να σας ρωτήσω,… όμως πιστεύουμε ότι το νεφρό του Λουκ αφαιρέθηκε από τον δολοφόνο του.
Bunları sormak zorundayım.
Πρέπει να ρωτήσω.
Bunu sormak zorunda değilsin.
Δεν χρειάζεται να το ρωτάς.
Bunu sormak zorundayız-- Bu sabah neredeydiniz?
Οφείλουμε να σας ρωτήσουμε… πού ήσασταν σήμερα το πρωί;?
Bunu sormak zorunda mıydın?
Έπρεπε να το ρωτήσεις;?
Bunu sormak zorunda mısın?
Έπρεπε να το ρωτήσεις αυτό;?
Özür dilerim Nina ama bunu sormak zorundaydım.
Λυπάμαι, Nina, αλλά οφείλω να σε ρωτήσω.
Ama nerde olduğunu biliyorsan, bunu sormak zorundayız.
Αλλά τώρα πρέπει να σε ρωτήσουμε αν ξέρεις που είναι.
Bunları sormak zorunda olduğumu biliyorsun.
Ξέρεις ότι πρέπει να σου κάνω αυτές τις ερωτήσεις.
Ama peşindeki adamı yakalamak için bunları sormak zorundayız.
Μα για να πιάσουμε αυτόν τον τύπο, πρέπει να κάνουμε αυτές τις ερωτήσεις.
Bunu sormak zorunda olduğum için üzgünüm Max, ama bu telefon Chloee mi ait?
Λυπάμαι που πρέπει να ρωτήσω Μαξ, αλλά… Μπορείς να μου πεις αν αυτό, είναι το τηλέφωνο της Κλόε;?
Bunu sormak zorunda olduğum için üzgünüm Bayan Barnsway. Fakat bu sabah nerede olduğunuzu doğrulamalıyız. Ben mi?
Λυπάμαι που πρέπει να ρωτήσω, κα Μπάρνσγουεϊ, αλλά θα πρέπει να επιβεβαιώσουμε πού είσασταν αυτό το πρωί?
Bunu sormak zorunda bile olmamalıydık.
Δεν πρέπει καν να ρωτάς.
Li, bunu sormak zorunda olduğum için üzgünüm.
Li, λυπάμαι που πρέπει να σας ρωτήσω το εξής.
Ama bazen… Olağandışı durumlarda Bunu sormak zorunda hissederim.
Αλλά κάτω από αυτές τις… ασυνήθιστες περιστάσεις, νιώθω την ανάγκη να σε ρωτήσω.
Her konsantre olduğumda bana… bunu sormak zorunda mısın?
Γιατί κάθε φορά που είμαι χαμένος στις σκέψεις μου πρέπει να μου κάνεις αυτή την ερώτηση;?
Sonuçlar: 867, Zaman: 0.0405

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan