Trene Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Trene doğru gitme.
Hey, şuradaki trene bak.
Trene binmeden hemen önce yani?
Tatilciler trene biner.
O trene saldırırsanız ölümünüzü hazırlamış olursunuz.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Fiillerle kullanım
treni kaçırdım
trene binmek
tren durdu
tren geldi
tren kalkmak
treni durdur
tren gecikti
tren çarptı
Daha
Isimlerle kullanım
tren istasyonu
bir sonraki trentren seyahat
tren bileti
tren kazası
tren yolculuğu
tren yolu
tren hattı
giden trentrentren
Daha
Yarın ilk trene bineceğiz.
Söyledim ya, ata binmem, yalnız trene binerim.
Hani şu trene bağladığın?
Trene geri binin. Kimseyi öldürmek istemiyoruz.
Dinle beni, sakın trene binme.
Alewifetan trene binmen gerekecek.
Binemedim bu yüzden uçağa atladım ben de trene.
Hayir, onlar gelen trene bakiyormus.
Şimdi trene yetişiriz, sen de iyi olursun.
Birçok oyuncu sırf onunla oynamak için o trene biniyor.
Albanyden gelen trene hiç güven olmuyor.
Ama ertesi gün kartımı iki kez okuttum ve trene binmedim.
Arabayı bırakıp trene atladım. Çok korktum.
Bütün programlarını iptal etti ve Akasakabashi de trene bindi.
Görevli olmayanları trene almamak için emir aldım.
Trene ulaşmak için tek yapmanız gereken okları takip etmek.
Eğer baban buraya zamanında gelirse, hep beraber trene binersiniz.
Otobüse, trene, uçağa, üç arabaya ve helikoptere bindim.
Son sigaramı içeceğim ve o ünlü trene binip eve döneceğim!
Numaralı trene binişler 4 numaralı hattan gerçekleşmektedir.
Komutanlığın içinden geçmek dışında trene ulaşmak için başka bir yol var mı?
Her gün aynı trene binerim, müdavimler bu sabah beni zorladılar.
Eğer bu kan Tom Finnertyye aitse kesinlikle trene binmeden önce bıçaklanmıştır.
Bir adam istasyondan trene binip uzun bir sehirler arasi yolculuk yapacakmis.
Tamam, peşimizdekileri ekene kadar bizi bekleyin Susan ve çocukları trene bindir.