Tutmaya devam et Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tutmaya devam et.
Kolumu tutmaya devam et.
Tutmaya devam et bebeğim.
Şu ışığı tutmaya devam et!
Süre tutmaya devam et.
Sadece sağını yukarda tutmaya devam et.
Sen tutmaya devam et. .
Gözlerini kapalı tutmaya devam et.
Sabit tutmaya devam et! .
Bu arada şehri güvende tutmaya devam et.
Tutmaya devam et, lütfen.
Elini orada tutmaya devam et.
Öncül okullar İsanın öğretilerinin büyük bir kısmını taviz vermeden bünyesinde tutmaya devam etmişti.
Elimi tutmaya devam et.
Şuanda mektubumu ellerinin arasında tutuyorsun- ve tutmaya devam et lütfen.
Elimi tutmaya devam et.
O yüzden Dougun yanına git,baş ağrısı için ibuprofen ver ve gözetim altında tutmaya devam et.
Kolumu tutmaya devam et.
Bir araç koltuğu, kendi çocuğunuz için en güvenlidir; bu,oğlunuzu veya çocuğunuzu bu konumda ulaşabildiğiniz sürece tutmaya devam etmek isteyebileceğiniz anlamına gelir.
Işığı tutmaya devam et.
Bir araç koltuğu, bebeğiniz için en güvenlidir; o nedenle, oğlunuzu veyakızınızı mümkün olduğunca bu pozisyonda mümkün olduğunca uzun süre tutmaya devam etmek isteyeceksiniz.
Çeneni kapalı tutmaya devam et.
Bir araç koltuğu, bebeğiniz için en güvenlidir; o nedenle, oğlunuzu veyakızınızı mümkün olduğunca bu pozisyonda mümkün olduğunca uzun süre tutmaya devam etmek isteyeceksiniz.
Sözlerini tutmaya devam et.
Kar oranlarını yukarda tutmaya devam et, Jack.
Bir elinle o feneri tutmaya devam et diğer elini de görebileceğim bir yerde tut. .
Tamam, nöbet tutmaya devam et.
Seni bıraktıklarında, telefonu tutmaya devam et, böylece seni elçiliğie girene kadar görebileyim, tamam mı?
Çıkarma, tekrar tak dedim ama kolunu tutmaya devam etti.- Kolu niye acıyordu?
İyi olup olmadığını sordum,… elimi tutmaya devam etti, sürekli sıkıyordu,… ilk yardım ekibinin gelmesini beklerken.