Yalvarma Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hiç yalvarma.
Yalvarma gibi sanki.
Ona yalvarma.
Artık çok geç, yalvarma.
Asla yalvarma.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Yalvarmak sana yakışmıyor.
Sakın yalvarma, Marley.
Asla başka birine yalvarma.
Yalvarma benim için Olinska.
Tamam, ama yalvarma, tamam mı?
Günah çıkarma, Şükran ve Yalvarma.
Hayır, ben bunun bir yalvarma olduğunu sanmıyorum.
Yalvarma ve ağlamanın bir faydası olmadığını biliyorum.
Ben de ona bir mektup yazdım, yalvarma mektubu.
Hatta bu yalvarma değil yerlerde sürünmekti.
Benden kadınımı alan şeye affedilmek için yalvarma.
Hatta bu yalvarma değil yerlerde sürünmekti.
Korkma, kafa karışıklığı, sağa sola eşya fırlatma, yalvarma… Ama hiç böylesine denk gelmedim.
Onlarla yalvarma; onları aç bırakmaz.
Ama bir gün onun önünden geçtim ve çaresizlik,sesinde yalvarma beni durdurdu.
Bana yalvarma, hiçbir şey bu hareket kadar kötü olamaz.
Nerede olduklarını söylersen acıdan kıvranmaktan ve durmam için bana yalvarma utancından kurtulursun.
İkinci bir şans, yalvarma ya da anlaşma olmayacak.
Karısının yalvarmalarına rağmen çocuğu asla görmek istememiş.
Sonra yalvarsam rüzgara;
Bu bana yalvardığın ikinci sefer.
Majestelerine yalvarıyorum, sadık bir hizmetkarınız olarak kalmaya devam edeyim.
Yalvarıyorum sana Albert.
Seks için yalvardığında çok sevimli oluyorsun. Ama çok yorgunum.
Ben yalvarıyorum sana.