What is the translation of " AIRFLOW " in Turkish?

• hava akımını
• hava akımı
• hava akışı

Examples of using Airflow in English and their translations into Turkish

There's no airflow.
Hava akımı yok.

Airflow control, heating, storage.
Hava akışı kontrolü, ısıtma, depo.

Do you have airflow?
Hava akışı var mı?

This airflow that comes from Hawaii and Canada.
Hawaii ve Kanadadan gelen hava akımı gibi.

Do you have airflow?
Hava akışınız var mı?

We need more airflow to put out the fire.
Yangını söndürmek için daha fazla hava akımına ihtiyacımız var.

It feels the airflow.
Hava akımını hissediyor.

You need the airflow to cool you off when you sweat.
Terlediğin zaman serinlemek için hava akımı gerekir.

Now monitor… the airflow.
Şimdi hava akımını izle.

Check the airflow chambers.
Hava akış haznelerini kontrol edin.

It's'cause there's no airflow.
Çünkü havalandırma yok.

Here. That cold airflow could be a laundry exhaust.
Burası. Bu soğuk hava akımı bir çamaşırhane borusundan geliyor olabilir.

Aliens hate airflow.
Uzaylılar hava akımından nefret eder.

That cold airflow could be a laundry exhaust.- Here.
Burası. Bu soğuk hava akımı bir çamaşırhane borusundan geliyor olabilir.

That vent is for airflow.
Bu havalandırma, hava akımı için.

Here. That cold airflow could be a laundry exhaust.
Bu soğuk hava akımı bir çamaşırhane borusundan geliyor olabilir.- Burası.

And those hairs all help to monitor airflow.
Ve bu kıllar, hava akımını takip etmeye yarar.

That cold airflow could be a laundry exhaust.- Here.
Bu soğuk hava akımı bir çamaşırhane borusundan geliyor olabilir.- Burası.

They used oversized ducts for maximum airflow.
Maksimum hava akımı için büyük boy boru kullanmışlardı.

Between these speeds, some of the airflow is supersonic, and some is not.
Bu hızlar arasında, bazı hava akımları süpersonik bazıları değildir.

If I raise the temperature and maintain airflow.
Eğer ben sıcaklığı yükseltip hava akımını dengeli tutarsam.

The key points for making a fire are airflow creation and flammable tinder.
Ateş yakmanın kilit noktası, hava akımı yaratmak ve yanıcı bir madde bulmak.

And, in a moment, we're going to see a view of the airflow.
Ve bir dakika içinde hava akımının görüntüsünü alacağız.

We can visualize the airflow they produce. By tracking markers on an insect's wings.
Ürettikleri hava akımını görselleştirebiliriz. Bir böceğin kanatlarındaki işaretleri takip ederek.

Ice changes the shape of the wing and disrupts the airflow.
Buz, kanadın şeklini değiştirir. Hava akımını düzensizleştirir.

Cut up the body, customize the axles, and maximize the airflow. lift the engine, raise the suspension, Well.
Şey,… motoru kaldıracak, süspansiyonu artıracak,… gövdeyi kesecek, dingilleri kendime göre ayarlayacak… ve hava akımını maksimize edeceğim.

I could stack the logs conically to facilitate airflow.
Hava akımını kolaylaştırmak amacıyla kütükleri konik biçimde dizerim.

However, his spirometer could measure only volume, not airflow.
Ancak onun spirometresi hava akışını değil, sadece hacmi ölçüyordu.

This contrasts between the hot and cold regions generates powerful airflow.
Sıcak ve soğuk bölgeler arasındaki farklılık güçlü hava akımları yaratır.

Tuck the bath bag in under the basin filled with warm water to block airflow.
Banyo torbasını sıcak suyla dolu leğenin altına sıkıştırarak hava akışını engelle.